Impact of chronic biomass smoke exposure on pulmonary function and respiratory health in elderly women: a rural perspective

Abstract

Introduction: Chronic exposure to biomass smoke is a significant health con-cern, particularly in rural areas where women are primarily responsible for household cooking using organic fuels. This study aimed to evaluate the impact of biomass smoke exposure on pulmonary function and its associated risk factors among elderly women. Materials and Methods: A total of 474 women were screened, of whom 115 were exclusively exposed to biomass smoke, and 32 participants aged ≥65 years were included in the elderly cohort. Pulmonary function tests were performed using a calibrated spirometer, assessing reduced forced expiratory volume in 1 second (FEV1), forced vital capacity (FVC), and FEV1/FVC ratio. Logistic and linear regression analyses were conducted to explore the relationship between pulmonary outcomes and exposure duration, demographic characteristics, and comorbidities. Results: Among all participants, obstructive lung disease (FEV1/FVC < 70%) was observed in 84.3%, while restrictive patterns were found in 16.7%. Prolonged biomass smoke exposure was significantly associated with lower FEV1, FVC, and FEV1/FVC ratios (p< 0.001). Multivariate logistic regression identified exposure duration as an independent predictor of obstruction [Odds ratio (OR)= 1.25, 95% confidence interval (CI)= 1.08-1.44, p< 0.001]. In the elderly subgroup, logistic regression confirmed a significant association between biomass exposure duration and obstruction (OR= 1.26, 95% CI= 1.02-1.57, p= 0.035), while linear regression revealed a negative correlation between exposure duration and FEV1/FVC ratio (β=-0.65, 95% CI=-0.09 to-0.03, p< 0.001). Conclusion: Prolonged exposure to biomass smoke is strongly associated with deteriorated pulmonary function, particularly among elderly women. These findings underscore the urgent need for targeted interventions to reduce biomass smoke exposure and improve respiratory health in vulnerable rural populations.Giriş: Biyokütle dumanına kronik maruziyet, özellikle kırsal bölgelerde organik yakıtlarla yemek pişiren kadınlar için önemli bir sağlık sorunudur. Bu çalışma, biyokütle dumanına maruziyetin yaşlı kadınlarda akciğer fonksiyonları üzerindeki etkisini ve ilişkili risk faktörlerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Materyal ve Metod: Toplam 474 kadın taranmış, bunlardan yalnızca biyokütle dumanına maruz kalan 115 kişi seçilmiştir. Çalışmaya, 65 yaş ve üzeri 32 katılımcı yaşlılar grubuna dahil edilmiştir. Akciğer fonksiyon testleri, zorlu ekspirasyonun birinci saniyedeki volümü (FEV1), zorlu vital kapasite (FVC) ve FEV1/FVC oranını değerlendiren kalibre edilmiş bir spirometre kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Akciğer fonksiyonları ile maruziyet süresi, demografik özellikler ve komorbiditeler arasındaki ilişkiyi incelemek için lojistik ve doğrusal regresyon analizleri yapılmıştır. Bulgular: Obstrüktif akciğer hastalığı (FEV1/FVC< %70), tüm katılımcılar arasında %84.3 oranında gözlenirken, restriktif paternler %16.7 oranında tespit edilmiştir. Uzun süreli biyokütle dumanı maruziyeti, FEV1, FVC ve FEV1/FVC oranlarının düşüklüğü ile anlamlı şekilde ilişkili bulunmuştur (p< 0.001). Çok değişkenli lojistik regresyon analizine göre, maruziyet süresi obstrüksiyonun bağımsız bir belirleyicisi olarak tanımlanmıştır [Olabilirlik oranı testi (OOT)= 1,25; %95 güven aralığı (GA)= 1.08-1.44; p< 0.001). Yaşlı alt grupta yapılan lojistik regresyon analizi, biyokütle maruziyet süresi ile obstrüksiyon arasında anlamlı bir ilişki göstermiştir. (OOT= 1.26; %95 GA= 1.02-1.57; p= 0,035). Doğrusal regresyon analizi ise maruziyet süresi ile FEV1/FVC oranı arasında negatif bir korelasyon ortaya koymuştur (β= -0.65; %95 GA= -0.09 ile -0.03; p< 0.001). Sonuç: Uzun süreli biyokütle dumanı maruziyeti, özellikle yaşlı kadınlarda akciğer fonksiyonlarının bozulmasıyla güçlü bir şekilde ilişkilidir. Bu bulgular, biyokütle dumanına maruziyeti azaltmaya yönelik hedefli müdahalelerin gerekliliğini ve kırsal bölgelerde yaşayan kırılgan nüfusun solunum sağlığını iyileştirmek için acil önlemler alınması gerektiğini vurgulamaktadır.