Publications without Fulltext
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/20.500.14288/3
Browse
51 results
Search Results
Publication Metadata only Türkiye’de hemovijilans hemşireliğinde güncel durum(Sağlık Bilimleri Üniversitesi, 2023) Sütçü Çiçek, Nurten; School of Nursing; Koç University HospitalThe aim of this study is to explain the development process of haemovigilance nursing in Turkey with examples. Haemovigilance is a process in which transfusion follow-up is carried out starting from the blood donation stage, adverse events and reactions experienced during the donation and transfusion process are monitored, and it is aimed to increase the safety of blood transfusion. Haemovigilance nursing; it covers the whole of the applications in the process of making the decision of blood and blood products transfusion and transfusion follow-up. The first studies on haemovigilance in Turkey started in 2004. In 2014, Transfusion Follow-up Nursing was determined in nine hospitals in Istanbul Çekmece Region. Within the scope of the “Technical Assistance Project for Strengthening the Blood Supply System in Turkey” carried out by the Ministry of Health between 2012 and 2014, studies were carried out to establish a national haemovigilance system. Because of these studies, the National Haemovigilance Guide published in 2016 is the most important development in the name of haemovigilance in our country. The duties, authorities and responsibilities of haemovigilance nurses have been determined together with the National Haemovigilance Guide. In order for haemovigilance nursing to develop and advance on the path of professionalism, there is a need for studies to be carried out and brought to the literature./Bu çalışmanın amacı, hemovijilans hemşireliğinin Türkiye’deki gelişim sürecini örnekleriyle açıklamaktır. Hemovijilans, kan bağış aşamasından başlayarak transfüzyon takibinin yapıldığı, bağış ve transfüzyon sürecinde yaşanan istenmeyen olay ve reaksiyonların izlendiği, kan transfüzyonun güvenliğinin artırılmasının hedeflendiği bir süreçtir. Hemovijilans hemşireliği;kan ve kan ürünleri transfüzyon kararının verilmesi ile transfüzyon takibinin yapıldığı süreçteki uygulamaların bütününü kapsamaktadır. Türkiye’de hemovijilans ile ilgili ilk çalışmalar 2004 yılında başlamıştır. 2014 yılında İstanbul Çekmece Bölgesinde 9 hastanede Transfüzyon Takip Hemşireleri belirlenmiştir. 2012-2014 yılları arasında Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen “Türkiye’de Kan Tedarik Sisteminin Güçlendirilmesi Teknik Destek Projesi” kapsamında ulusal hemovijilans sisteminin oluşturulması adına çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalar neticesinde 2016 yılında yayınlanan Ulusal Hemovijilans Rehber’i ülkemizde hemovijilans adına yapılan en önemli gelişmedir. Ulusal Hemovijilans Rehberi ile birlikte hemovijilans hemşirelerinin görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Hemovijilans hemşireliğinin gelişimi ve profesyonellik yolunda ilerleyebilmesi için çalışmaların yapılarak literatüre kazandırılmasına ihtiyaç vardırPublication Metadata only The health needs of Syrian refugees in context of social determinants of health: the case of Turkey(AVES, 2024) Doğan, Özlem Çiçek; Karadağ, Ayişe; Beşer, Ayşe; Graduate School of Health Sciences; School of NursingAIM: This study aims to determine the health needs and access to health services among Syrian refugees. METHODS: This cross-sectional study was carried out between March and September 2022 in a public setting that provides humanitarian aid in Istanbul Province. The sample included 150 participants who met the inclusion criteria. The data were collected through 20-30 -minute face-toface interviews using the Omaha System Problem Classification Scheme and the sociodemographic characteristics questionnaire. All data were transferred to IBM Statistical Package for the Social Sciences Statistics software, version 28.0, for analysis. Descriptive statistics and chi-square significance tests were performed. RESULTS: The result of the analysis revealed that the health problems of Syrian refugees were mostly related to the physiological domain (13/39.3%), followed by the psychosocial domain (9/27.2%), health-related behaviors domain (7/21.2%), and environmental domain (4/12.1%). CONCLUSION: This study highlighted the fact that refugees continue to be vulnerable to social determinants of health. In this context, it is recommended to develop new policies to reduce poverty, increase access to health and other public services, and empower refugees.Publication Metadata only The potential and pitfalls of artificial intelligence in nursing: preserving humanity in the face of technological advancement(AVES, 2024) Göktaş, Polat; Küçükkaya, Aycan; Karaçay, Pelin; School of Nursing; Koç University HospitalPublication Metadata only Information levels of nurses regarding Human Papilloma Virus (HPV) infection and HPV vaccines: an education and research hospital sample(Koç Üniversitesi HYO Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim ve Araştırma Merkezi (SANERC), 2016) Akça, Selen Özakar; Selen, Filiz; N/A; Büyükgönenç, Lale Ayşegül; Faculty Member; School of Nursing; 7750Aim: Primary prevention of cervical cancer is gaining importance due to the gradual decrease in the age of fi rst sexual intercourse in Turkey and the increase of sexually transmitted disease risk among adolescents because of multiple sexual partners. If it is thought that the primary prevention related to HPV infection be made by health personnel, the aim of this study is to determine the knowledge of nurses regarding HPV infection and its vaccines and to create the basis for a planned training program about HPV infection and vaccines. Methods: No sample selection was carried out in the study (N=365); all nurses working at the time of the study formed the study sample (n=222). The data were collected using questionnaires. Appropriate methods were used in the evaluation of the data and p<0.05 was accepted as statistically signifi cant. Results: It was seen that 61.7% of the sample group did not receive education about HPV infections and the HPV vaccine. 33.8% had no experience with the HPV infection and HPV vaccine concepts before and 20.3% had only encountered this concept in school. Furthermore, it was determined that the knowledge level of nurses, who answered the questions regarding HPV infection and HPV vaccine correctly, was vastly different and that this ratio varied between 11.3 % and 89.2%. Conclusion: Based on the data obtained from the study, it was determined that a high number of nurses do not get satisfactory education regarding HPV infection and HPV vaccine. Therefore, training programs should be planned and given to nurses, and within these training sessions, nurses should be taught to meet the needs of individuals and communities and to improve health behaviors. /Öz: Giriş ve Amaç: Ülkemizdeki ilk cinsel ilişki yaşının giderek düşmesi, birden çok cinsel eş ve cinsel yolla bulaşan hastalık riskinin ergenlerde giderek artması serviks kanserinin önlenmesinde birincil korunmayı önemli kılmaktadır. HPV enfeksiyonu ile ilgili birincil korunmayı yapacak olanların sağlık personelleri olduğu düşünülürse; sunulan bu çalışmayla hemşirelerin HPV enfeksiyonu ve aşıları ile ilgili bilgileri belirlenerek HPV enfeksiyonu ve aşıları ile ilgili yapılması planlanan eğitim programına temel oluşturması amaçlanmıştır. Yöntem ve Gereçler: Çalışmada örneklem seçimine gidilmemiş olup (N=365), çalışmanın yapıldığı tarihlerde görev yapan tüm hemşireler çalışmanın örneklemini (n=222) oluşturmuştur. Veriler Veri Toplama Formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde uygun istatistiksel yöntemler kullanılmış ve p<0.0 5 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmada örneklem grubunun %61.7’sinin HPV enfeksiyonu ve HPV aşısı konusunda eğitim almadıkları, %33.8’inin HPV enfeksiyonu ve HPV aşısı kavramlarıyla hiç karşılaşmadıkları, %20.3’ünün bu kavramla okulda karşılaştıkları görülmektedir. HPV enfeksiyonu ve HPV aşısı konusundaki önermelere doğru yanıt veren hemşirelerin bilgi düzeylerinin farklı olduğu ve bu oranın %11.3 ile %89.2 arasında değiştiği belirlenmiştir. Tartışma ve Sonuç: Elde edilen verilere dayanarak hemşirelerin önemli bir kısmının HPV enfeksiyonu ve HPV aşısı konusunda yeterli eğitim almadıkları belirlenmiş olduğundan, hemşirelere verilecek eğitim programları planlanmalı, bu eğitimler ile hemşirelere bireylerin ve toplumun gereksinimlerini karşılayacak sağlığı koruma ve geliştirme davranışları öğretilmelidir.Publication Metadata only The adaptation of the high-performance work systems scale into Turkish: a validity and reliability study(Yönetici Hemşireler Derneği, 2020) Ekici, Zeynep; Türkmen, Emine; Faculty Member; School of Nursing; 109503Aim: This methodological study was performed to determine whether the Turkish version of the High Performance Work Systems Scale developed by Zacharatos in 2001 is a valid and reliable tool for nurses in Turkey. Method: The study was conducted with 450 nurses who were working in five hospitals in Istanbul between November 2016 and January 2017. The study data were collected using the “Descriptive Characteristics Form”, and “High Performance Work Systems Scale” consisting of 51 items. Results: The scale was translated from English into Turkish considering international scale adaptation standards. The content validity index of the scale was 0.97. Nine items with a total correlation coefficient was less than 0.25 were excluded from the scale. The stability of the scale over time was tested with 30 nurses twice at a 15-day interval. Any significant difference between the two measurements could not be found. In the explanatory factor analysis, five items with a factor loading of <0.40 were removed and the remaining items were included in six sub-dimensions. In the confirmatory factor analysis, the path coefficients of the items with their own dimensions ranged between 0.31 and 0.84. The goodness of fit of the model determined in the confirmatory factor analysis was at an acceptable level. The Cronbach’s alpha reliability coefficient was 0.88 for the overall scale and ranged from 0.56 to 0.85 for the sub-dimensions. Conclusion: The results of this study indicated that the scale is a valid and reliable tool and thus can be administered to nurses in Turkey. Nurse managers and researchers can benefit from this scale to assess the institutional performance. / Amaç: Bu metodolojik çalışma, 2001 yılında Zacharatos tarafından geliştirilen “Yüksek Performanslı Çalışma Sistemleri Ölçeği”nin Türkçe formunun ülkemiz hemşireleri için geçerli ve güvenilir bir araç olup olmadığını incelemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Çalışma, Kasım 2016-Ocak 2017 tarihleri arasında İstanbul’da beş hastanede çalışan 450 hemşire ile yürütüldü. Araştırmanın verileri “Tanımlayıcı Özellikler Formu” ve 51 maddeden oluşan “Yüksek Performanslı Çalışma Sistemleri Ölçeği” ile toplandı. Bulgular: Ölçek, uluslararası ölçek uyarlama standartları dikkate alınarak İngilizceden Türkçeye çevrildi. Kapsam geçerlik indeksi ,97 olarak bulundu. Madde-toplam korelasyon katsayısı ,25’in altında olan 9 madde ölçekten çıkarıldı. Ölçeğin zamana karşı güvenirlik testi için 30 hemşireden 15 gün ara ile yapılan iki ölçüm arasında anlamlı fark bulunmadı. Açıklayıcı faktör analizinde faktör yükü <40 altında olan 5 madde çıkarıldı ve kalan maddelerin altı alt boyutta yer aldığı belirlendi. Doğrulayıcı faktör analizinde maddelerin kendi boyutu ile olan yol katsayıları ,31 ile ,84 arasında bulundu ve model uyum iyiliği değerleri kabul edilebilir düzeyde saptandı. Ölçeğin ve alt boyutlarının Cronbach alfa katsayısı tüm ölçek için ,88, alt boyutları için ise ,56 ile ,85 arasında bulundu. Sonuç: Çalışma sonuçları, bu ölçeğin ülkemiz hemşireleri için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir. Yönetici hemşireler ve araştırmacılar, kurum performansını değerlendirmede bu ölçekten yararlanabilir.Publication Metadata only Executive nurses’ views about nursing work environment: a qualitative study(Yönetici Hemşireler Derneği, 2020) Topçu, İbrahim; Miral, Mukaddes Turan; Serbest, Şehriban; Özcan, Duygu; N/A; Göktepe, Nilgün; Türkmen, Emine; Kebapçı, Ayda; Albayrak, Selvinaz; Faculty Member; Faculty Member; Faculty Member; Teaching Faculty; Semahat Arsel Nursing Education, Practice and Research Center / Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SANERC); School of Nursing; School of Nursing; School of Nursing; School of Nursing; 106155; 109503; 203808; 106119Aim: This study was conducted to evaluate executive nurses’ views and experiences about nursing work environment at hospitals. Method: In this descriptive and qualitative study, which was conducted in Istanbul, 18 individualized in depth interviews were per- formed with executive nurses working in private and public hospitals using semi-structured questions. Data were collected with a tape recorder and content analyzes were performed thematically. Results: Three main themes were determined including leadership and management practices, nursing staffing and management, and management of relationship and collaboration. It was revealed that the executive nurses’ autonomy was at a low level and par- ticipation to hospital executive decisions was inadequate, and they provided coordination of non-nursing supportive services such as housekeeping activities. Executive nurses stated that although there were training and development activities and promotional opportunities in hospitals, the quality, and quantity of nurses were very inadequate. Additionally, they specified that nurses had increased workload, and very high turnover rates, working conditions were not good, and they had difficulty in managing different generations. It was also stated that problems were experienced in cooperation and communication between themselves , nurses and doctors. Conclusion: Results from individual in-depth interviews have shown that executive nurses have many managerial problems in terms of nursing work environment. It is recommended that executive nurses strengthen their communication and collaboration with their teams, managers and policy makers in order to implement healthy workplace standards. /Öz: Amaç: Bu çalışma, üst düzey yönetici hemşirelerin hastanelerde hemşirelik çalışma ortamı hakkındaki görüş ve deneyimlerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Bu tanımlayıcı ve nitel çalışma, İstanbul’da gerçekleştirilmiş olup, özel ve devlet hastanelerinde çalışan 18 üst düzey yö- netici hemşire ile yarı yapılandırılmış bireysel derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Veriler kayıt cihazı ile kaydedilmiş ve tematik olarak içerik analizi yapılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Liderlik ve yönetim uygulamaları, hemşire insan kaynağı ve yönetimi, iletişim ve ilişki yönetimi olmak üzere üç ana tema belirlenmiştir. Yönetici hemşirelerin özerkliğinin düşük olduğu, hastane yönetim kararlarına katılımının yetersiz olduğu ve yönetici hemşirelerin temizlik faaliyetleri gibi hemşirelik dışı destek hizmetlerin koordinasyonunu sağladıkları saptanmıştır. Yönetici hem- şireler, hastanelerde eğitim-geliştirme faaliyetleri ve terfi olanaklarının yanı sıra hemşirelerin nitelik ve niceliklerinin çok yetersiz olduğunu, iş yükü ve devir hızlarının çok yüksek olduğunu, çalışma koşullarının iyi olmadığını ve özellikle kuşakları yönetmede çok zorlandıklarını belirtmişlerdir. Ayrıca hemşire-hekim ve hemşire-hemşire arasındaki iş birliği ve iletişimde sorunlar yaşandığına da değinmişlerdir. Sonuç: Bireysel derinlemesine görüşmelerden elde edilen sonuçlar, yönetici hemşirelerin hemşire çalışma ortamıyla ilgili sorunlar yaşadıklarını göstermektedir. Yönetici hemşirelerin sağlıklı çalışma ortamı standartlarını yaşama geçirebilmeleri için kendi ekipleri, birlikte çalıştıkları yöneticiler ve politika yapıcılar ile iletişim ve iş birliklerini güçlendirmeleri gerekmektedir.Publication Metadata only Problems encountered by menopausal women and ways of coping with them(Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, 2015) Erdem, Öznur Çetin; N/A; Eroğlu, Kafiye; Faculty Member; School of Nursing; 6061Aim: This study was performed to define the health problems encountered by menopausal women and ways of coping with them. Methods: Data were collected through face-to-face interviews with women living in the area of 7 Health Center in the Central District of Tokat Province using a questionnaire developed by the researcher between June 2006 and July 2006. Sampling of the study consisted of 100 women selected with random sampling method. Size of the sample was calculated according to the formula used when the number of individuals within the cosmos is known. Results : According to the results of the study, duration of menopause of the women was 36%. 83% of the women had received no therapy for menopause. Only eighteen point five percent of the women among those who were received hormone therapy. Vasomotor problems (97%), problems concerning emotional status (91%), and central nervous system problems (74%) took the first three place among most frequently encountered by menopausal problems. As the ways of coping with these first three problems, women stated cold application on the region feeling hot (50.5%), going outdoors for a while (52.7%), or doing nothing at all (39.2%). Conclusion: According to the results of this study, it was concluded that women did not know the suitable methods of coping with problems encountered during menopause. According to these results, it can be suggested that the effectiveness of training and consultancy services concerning menopause given by health workers should be improved, and regular training programs should be implemented. /Öz: Amaç: Çalışma, menapoz dönemindeki kadınların yaşadıkları sağlık sorunları ve bu sorunlarla başetme yollarını belirlemek amacıylatanımlayıcı olarak yapılmıştır. Yöntem: Veriler Tokat ili merkez ilçesine bağlı 7 Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan kadınlarla HaziranTemmuz2006 tarihleri arasında araştırmacı tarafından geliştirilen soru formu aracılığıyla yüz yüze görüşülerek toplanmıştır. Örneklembüyüklüğü evrendeki birey sayısının bilindiği durumlarda kullanılan formül ile hesaplanmıştır. Araştırmanın örneklemini 7 Sağlık Ocağındantabakalı rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen 100 kadın oluşturmuştur. Bulgular: Araştırmanın sonuçlarına göre, kadınların %36'sınınmenapoza girme süresi 11 yıl ve üzerindedir. Kadınların %83'ü menapoza yönelik tedavi almamıştır. Menapoza yönelik tedavi alanların isesadece %18.5'i hormon tedavisi almıştır. Kadınların yaşadıkları sorunların içinde ilk üç sırada vazomotor (%97), emosyonel durum (%91),merkezi sinir sistemi (%74) sorunları gelmektedir. Kadınlar ilk üç sorunla (vazomotor, emosyonel durum ve merkezi sinir sistemi) başetmeyolu olarak sırasıyla ısınan bölgelere soğuk uygulama (%50.5), dışarı çıkıp dolaşma (%52.7) ve herhangi bir uygulama yapmama (%39.2)olarak ifade etmişlerdir. Sonuç: Çalışmanın sonuçlarına göre, kadınların menapoz döneminde yaşanan sorunlarla uygun baş etme yollarınıbilmedikleri bulunmuştur. Bu sonuçlar doğrultusunda öncelikle sağlık çalışanlarının menapoza yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetlerininetkinliğinin artırılması ve düzenli eğitim programlarının uygulanması önerilebilir.Publication Metadata only The effects of certain characteristics of physicians and nurses on attitudes related to principles about dying with dignity(Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi, 2017) Dağ, Ayten; N/A; Badır, Aysel; Faculty Member; School of Nursing; N/ABackground: Dying with dignity is a basic human right. It signifies the following characteristics: minimal symptom distress and limited invasive treatment, maintaining autonomy and independence, and receiving dignified care in a calm and safe environment. Objectives: The aim of this study is to examine the effects of certain characteristics of the physicians and nurses who provide care for people who are dying on their attitudes related to dying with dignity and peace. Methods: This definitive research was conducted on 590 health professionals (355 nurses, 235 physicians) employed in a university hospital from September 2015 to November 2015. The research data were collected using Sociodemographic and Work- Related Characteristics Questionnaires, Assessment Scale of Attitudes towards Principles about Dying with Dignity and the Thorson Powell Scale of Death Anxiety. Definitive statistics of variable were performed in data assessment and the data were assessed using Mann-Whitney U Test, Kruskal-Wallis H Test and Regression Analysis. Results: The level of adaptation of principles about dying with dignity by the physicians were found to be higher than that of nurses and physicians and nurses agreed with the principles related to intimacy, pain and symptom control, moral support, ability to receive care outside the hospital, determining the individuals who will be with the patient at the last moment. The level of adaptation of principles by the nurses provided training on palliative care were found to be higher than that of the nurses who are not provided training. The variables of professions, ages, professional experiences and training on palliative care of the physicians and nurses were found to be correlated with their attitudes towards principles about dying with dignity. Conclusion: It is recommended that principles about dying with dignity be adopted in institutions offering healthcare. Öz/Saygın ölüm, temel bir insan hakkıdır ve semptomların, invaziv işlemlerin azaltılması, özgürlüğü ve otonomiyi koruma, güvenli bir ortamda huzurlu ve saygın bir bakım alma özelliklerini taşır. Amaç: Yaşamının son günlerinde olan bireylere bakım veren hekim ve hemşirelerin bazı özelliklerinin saygın ölüm ile ilgili tutumları üzerine etkisini incelemektir. Yöntem: Bir üniversite hastanesinde çalışan 590 kişiye (355 hemşire, 235 hekim) Eylül-Kasım 2015 tarihleri arasında yapılan tanımlayıcı tipte bir araştırmadır. Veriler; Tanımlayıcı ve Mesleki Özellikler Veri Formu, Saygın Ölüm İlkelerine İlişkin Tutumları Değerlendirme Ölçeği, Thorson Powell Ölüm Kaygısı Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin değerlendirmesinde değişkenlerin tanımlayıcı istatistikleri yapılmış, veriler Mann-Whitney U Testi, Kruskal-Wallis H Testi ve Regresyon Analizi ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Hekimlerin saygın ölüm ilkelerini benimseme düzeyleri hemşirelerden yüksek bulunmuş; mahremiyet, ağrı ve semptom kontrolü, manevi destek, hastane dışında bakım alabilmek, son anında yanında olacak bireyleri belirlemek ile ilgili ilkelere hekim ve hemşireler yüksek oranlarda katılmışlardır. Palyatif bakım eğitimi alan hemşirelerin ilkeleri benimseme düzeyleri de eğitim almamış olanlardan yüksek bulunmuştur. Hekim ve hemşirelerin meslek, yaş, mesleki deneyim ve palyatif bakım eğitimi alma değişkenleri saygın ölüm ilkelerine ilişkin tutumları ile ilişkili bulunmuştur. Sonuç: Sağlık bakımı sunan kuruluşlarda saygın ölüm ilkelerinin benimsenmesi önerilmektedir.Publication Metadata only Creating ethical behaviors in nursing management(Yönetici Hemşireler Derneği, 2018) Kıvanç, Meral Madenoğlu; N/A; Hakko, Arzo; Nurse; N/A; Koç University Hospital; N/ABy searching literatures, primarily, nursing management and the frame of ethical concept and the importance of creating ethical behaviours in nursing management were investigated. In the light of previous studies, this study would like to draw attention to the importance of respect to humans, authority, autonomy, utilitarianism, not behaving badly, justice and loyality principles. Therefore, it has aimed to guide nursing managers how to manage ethical codes about the subjects on workers selection, training, development, orientation and motivation. The main objective of nurses is treating patients perfectly. The objective of nursing managers should be realizing quality of professional service and productivity targets simultaneously. The nurses caring patients by the ethical principles is also providing them being professional in their field. They should be managed by ethical codes in the processes of hiring, training, performance evaluation and awarding to achieve a nursing care by the respect to the human beings with the basic ethical principles. In conclusion, as it should be in all maganement systems, nursing managers also should use their authority by determining standarts with the ethical codes. This would achieve institutions to their goals and also it would be helpful to the workers, patients and the community simultaneously. / Yapılan literatür incelemesinde, öncelikle hemşirelik hizmetleri yönetimi ve etiğin kavramsal çerçevesi ve hemşirelik hizmetleri yönetiminde etik davranış oluşturmanın önemi irdelenmiştir. Hemşirelikte etik ilkelere ilişkin yapılan çalışmalar ışığında; insana saygı, babacan otorite, özerklik, yararlılık, kötü davranmama, doğruluk, adalet ve sadakat ilkelerinin önemine dikkat çekilmiştir. Dolayısıyla hemşirelik hizmetleri yöneticisinin personel seçimi, eğitimi, geliştirilmesi, oryantasyonu ve motivasyonu gibi konularda etik kodları nasıl yöneteceği ile ilgili yol gösterilmeye çalışılmıştır. Hemşirelerin temel amacı, hasta bireyin en iyi biçimde bakım ve tedavisini uygulamasıdır. Hemşirelik hizmetleri yöneticisinin amacı ise mesleki hizmet kalitesi ve verimlilik hedeflerinin eş zamanlı gerçekleştirmesidir. Hemşirelerin etik ilkeler doğrultusunda bakım vermeleri kendi profesyonelleşmelerini de sağlamaktadır. Temel etik ilkelerle, insana saygı çerçevesinde bakım verilebilmesi için hemşirelerin işe alınma, eğitim, performans değerlendirme ve ödüllendirme gibi süreçlerde etik kodlarla yönetilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak, bütün yönetim sistemlerinde olması gerektiği gibi hemşirelik hizmetleri yönetiminde de yöneticilerin etik kodlar çerçevesinde standartlar belirleyerek yetkilerini kullanmaları hem kurumları hedefine ulaştıracak hem de çalışanların, hastaların ve toplumun yararına olacaktır.Publication Metadata only Evaluation of the satisfaction of patients receiving care from male nurses: validity and reability study(Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2020) Uysal, Hilal; Yiğit, Murat; N/A; Göçen, Büşra Cansu; Nurse; N/A; Koç University Hospital; N/AObjective: This is descriptive and validity reliability study to evaluate the satisfaction of the quality of care of the patients who receive care from male nurses. Method: The survey was conducted with 463 voluntary patients hospitalized in medical and surgical clinics of two different faculties of a state university, and received at least one day of nursing care from male nurses between February and March 2018. The data were collected using the “individual information form” and the “Newcastle Nursing Satisfaction Scale:for male nurses”. Results: A 54.6% of the participanting individuals were female, 45.4% of them were male. They were between 37-51 years (30.9%) and 52-70 (38.7%) years of age. It was determined that there was a significant difference between the patients’ gender, age, area of residence and scale scores (p<0.05). In the internal consistency evaluation of the scale, the Cronbach alpha reliability coefficient was 0.973 and the internal consistency was found to be high. The scale item total score was 83.95±14.76, and the satisfaction level of the patients receiving care from male nurses was evaluated as “very satisfied” and “completely satisfied”. According to the principal component analysis, factor loads ranged from 0.656 to 0.826 in factor 1 (items 9 to 18) and between 0.670 and 0.817 in factor 2 (items 1 to 8). According to the results of the confirmatory factor analysis for the two-factor model, the similarity chi-square value was found as (126)=903.88, p=0.00, χ2 /df=7.17, RMSEA 0.11, SRMR 0.043; GFI 0.82, AGFI 0.76, CFI 0.98. Conclusion: The results showed that the Newcastle nursing care satisfaction scale was a valid and reliable tool for assessing the satisfaction of patients receiving care from male nurses. / Öz: Amaç: Araştırma, erkek hemşirelerden bakım alan hastaların, aldıkları bakımın kalitesi ile ilgili memnuniyetlerinin değerlendirilmesi amacıyla tanımlayıcı türde ve geçerlik güvenirlik çalışmasıdır. Yöntem: Araştırma, Şubat-Mart 2018 tarihlerinde bir devlet üniversitesinin iki farklı fakültesinin dahili ve cerrahi kliniklerinde yatan en az 1 gün erkek hemşireden bakım alan, çalışmaya katılmaya istekli olan 463 birey ile gerçekleştirildi. Veriler “Bireysel Bilgi Formu” ve “Newcastle Hemşirelik Bakımından Memnuniyet Ölçeği: Erkek hemşireler için” kullanılarak toplandı. Bulgular: Çalışmaya katılan bireylerin %54,6’sının kadın, %45,4’ünün erkek olduğu, %30,9’unun 37-51 yaş arasında, %38,7’sinin 52-70 yaş arasında olduğu bulundu. Bireylerin cinsiyet, yaş, yaşadığı bölge ile ölçek puanları arasında anlamlı farklılık olduğu belirlendi (p<0.05). Ölçeğin iç tutarlık değerlendirmesinde Cronbach alfa güvenirlik katsayısı 0,973 olarak bulundu ve iç tutarlılığının yüksek olduğu belirlendi. Ölçek madde toplam puanının 83,95±14,76 ve erkek hemşirelerden bakım alan hastaların aldıkları bakımdan çok memnun ve tamamen memnun olduğu belirlendi. Temel bileşenler analizine göre, faktör yüklerinin faktör 1’de (9-18. maddeler) 0,656 ile 0,826 arasında, faktör 2’de (1-8. maddeler) 0,670 ile 0,817 arasında değiştiği saptandı. İki faktörlü model için doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre, benzerlik ki-kare değeri χ2 (126)=903,88, p=0,00, χ2 /df=7,17, RMSEA 0,11, SRMR 0,043; GFI 0,82, AGFI 0,76, CFI 0,98 olarak bulundu. Sonuç: Elde edilen sonuçlar, Newcastle hemşirelik bakım kalitesi memnuniyet ölçeğinin, erkek hemşirelerden bakım alan hastaların memnuniyetlerinin değerlendirilmesi için kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir.