Research Outputs

Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.14288/2

Browse

Search Results

Now showing 1 - 10 of 12
  • Placeholder
    Publication
    A statistical analysis of COVID-19 pandemic based on the temporal evolution of entropy in different countries
    (Halk Sağlığı Uzmanları Derneği, 2022) Akıllı, Mahmut; Akdeniz, Kamil Gediz; Department of Physics; Yılmaz, Nazmi; Teaching Faculty; Department of Physics; College of Sciences; 178427
    Objective: Currently the Covid-19 pandemic is studied with great expectations by several epidemiological models with the aim of predicting the future behaviour of the pandemic. Determining the level of disorder in the pandemic can give us insight into the societal reactions to the pandemic the socio-economic structures and health systems in different countries. Methods: We perform a statistical analysis of Covid-19 pandemic using an entropy measure. For this, the Boltzmann-Gibbs-Shannon (BGS) entropy method is applied to the daily case data and the predictability in the covid-19 pandemic is discussed based on its entropic behaviour. The BGS entropy of the time evolution of daily cases in weekly groups from the beginning of the pandemic to 29 August 2021 in the UK, Germany, France, Italy, and Spain, Turkey, Russia and Iran are calculated and the given countries are classified by the predictability of the spread of the pandemic. Results: There is a clear difference in the predictability of the pandemic between the European countries and Turkey, Russia, and Iran. It is also observed that the vaccination programs and the Covid-19 variants of concerns; 20I/501Y.V1, 20H/501.V2, 21A/S:478K and 20J/501Y.V3 have effected the predictability of the pandemic in given countries are observed. Conclusion: The BGS entropy-based approach to determine the disorder in the time evolution of daily cases of the Covid-19 pandemic is effective and the results can be beneficial for comparison of the country classifications generated by the epidemiological models of this pandemic system. / Amaç: Covid-19 pandemisinin Dünya üzerinde ilerlemesindeki davranışlarını anlama konusunda büyük bir beklenti ile farklı epidemiyolojik modeller kullanılarak çalışmalar yapılmaktadır. Pandeminin yayılmasındaki düzensizlik seviyeleri arasında bir karşılaştırma yapmak, ülkelerin pandemiye karşı toplumsal reaksiyonu, sosyo-ekonomik yapıları ve sağlık sistemleri hakkında da bilgi verebilir. Yöntem: Bu çalışmada, entropik ölçüt kullanarak Covid-19 pandemisinin istatistiksel analizini yapılmaktadır. Bunun için, günlük vaka sayılarınan oluşturulan verilere Boltzmann-Gibbs-Shannon (BGS) entropi metodu uygulanarak, Covid-19 pandemisinin entropik davranışına göre düzensizliği ve öngörülebilirliği belirlenmektedir. Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya, Türkiye, Rusya ve İran’da pandemi başlangıcından 29 Ağustos 2021 tarihine kadar gerçekleşen günlük vaka sayıları, haftalık gruplara ayrılarak BGS entropi değerleri hesaplanmakta ve bu ülkeler pandemi yayılımının öngörülebilirliği konusunda sınıflandırılmaktadır. Bulgular: Pandeminin öngörülebilirliğinin beş büyük Avrupa ülkesi ile Turkiye, Rusya ve İran arasında farklılık gösterdiği tespit edilmektedir. Ayrıca, ülkelerin aşı programlarının ve 20I/501Y.V1, 20H/501.V2, 21A/S:478K, 20J/501Y.V3 varyantlarının incelenen ülkelerde pandeminin yayılmasındaki öngörülebilirliğe etki ettiği gözlenmektedir. Sonuç: BGS entropisi kullanılarak Covid-19 pandemisi günlük vaka sayılarının düzensizliğini belirlemenin, ülkeler arasında pandemi yayılımının karşılaştırmasında etkili olduğu görülmektedir ve elde edilen sonuçların pandemik sistem için epidemiyolojik modeller kullanılarak yapılan ülkelerin sınıflandırması çalışmalarında kullanılabileceği görülmektedir.
  • Placeholder
    Publication
    COVID-19: risk factors increasing disease and scoring
    (DOC Design and Informatics Co. Ltd., 2021) Demirtürk, Neşe; Tekin, Süda; Faculty Member; School of Medicine; 42146
    Coronavirus disease 2019 (COVID-19), is caused by a novel coronavirus named as Severe Acute Respiratory Syndrome Coronavirus 2 (SARS-CoV-2). It became a major global health threat in a short time after being declared by the World Health Organization (WHO) as a pandemic on March 11, 2020. Viral, environmental, and host factors play a role in the course of COVID-19. The disease is more common in the elderly, men, and people with diabetes mellitus, hypertension, cardiovascular disease, chronic renal disease, and malignancy. While some risk scores are used to predict ICU admission and mortality, they are not specific to COVID-19. Identifying high-risk individuals and prevent-ing their infection can reduce mortality in the disease. / Şiddetli akut solunum sendromu virusu (SARS-CoV-2)’nun neden olduğu koronavirus hastalığı 2019 (COVID-19), 11 Mart 2020’de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildikten sonra, kısa sürede büyük bir küresel sağlık tehdidi haline geldi. COVID-19’un gelişiminde viral, çevresel ve konak faktörleri rol oynamaktadır. Hastalık; yaşlılar ve erkeklerin yanı sıra diabetes mellitus, hipertansiyon, kardiyovasküler hastalık, kronik böbrek hastalığı ve malignitesi olan kişilerde daha yaygındır. Yoğun bakıma yatışı ve mortaliteyi tahmin etmek için kullanılan bazı risk skorları olmakla birlikte COVID-19’a özgül değildirler. Yüksek riskli bireylerin belirlenmesi ve infeksiyonlarının önlenmesi hastalıkta mortaliteyi azaltabilir.
  • Placeholder
    Publication
    Experiences of Turkish intensive care nurses during the COVID-19 outbreak
    (Koç Üniversitesi HYO Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim ve Araştırma Merkezi (SANERC), 2020) Kıraner, Ebru; Terzi, Banu; Bozkurt, Gülçin; N/A; N/A; Türkmen, Emine; Kebapçı, Ayda; Faculty Member; Faculty Member; School of Nursing; School of Nursing; 109503; 203808
    The Covid-19 pandemic, which emerged in December 2019 and influenced the world, revealed the importance of intensive care units and intensive care nursing, which holds very an important place in the survival of critically ill patients. During this process, intensive care nurses in Turkey and from all around the world made extraordinary efforts with their knowledge and compassionate touch and wrote down their experiences from the beginning of the pandemic. This review article presents the experiences of intensive care nurses during the first trimester of the pandemic and describes the supportive activities carried out by the Turkish Intensive Care Nurses Association. / Aralık 2019’ta ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını, kritik hastaların yaşama tutunmasında çok önemli bir yeri olan yoğun bakım üniteleri ve yoğun bakım hemşireliğinin değerini ortaya koymuştur. Bu mücadele sürecinde, dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de yoğun bakım hemşireleri bilgileri, becerileri ve sevecen dokunuşlarıyla olağanüstü emek harcamış ve salgının bu başlangıç döneminde başarılı hikayeler oluşturmuştur. Bu derleme makalede, salgının ilk üç aylık döneminde yoğun bakım hemşirelerinin yaşadığı deneyimler ve Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği’nin yürüttüğü destekleyici faaliyetler sunulmaktadır.
  • Placeholder
    Publication
    Health of adolescents in the COVID-19 outbreak: perspectives from mothers
    (İstanbul Üniversitesi Yayınevi, 2021) Umaç, Eyşan Hanzade; Aydın, Ayfer; PhD Student; Faculty Member; Graduate School of Health Sciences; School of Nursing; N/A; 174932
    Objective: During the COVID-19 outbreak, some nationwide measures were taken to slow down and stop the spread of the virus. This study was conducted to determine how health behaviors of adolescents were affected by the outbreak process and what kind of needs the outbreak process caused in mothers. Material and Method: The data were collected using the Qualtrics online data collection tool between 8-31 May 2020. The “Mother-Child Information Form,” including questions on the characteristics of mothers and adolescents, and the “Questionnaire for Determining Adolescents’ Behaviors for Protecting and Sustaining the Health and the Needs of Mothers” were used to collect the research data. Results: The average age of the mothers participating in the study is between 42.6±6.7. 65.8% of adolescents’ ages are between 14 and 18. The mothers indicated that while 36.6% of adolescents increased their consumption of junk food, 35.6% of them increased their food consumption, 70.2% of them were less physically active, and 76.4% of them slept late during the COVID-19 outbreak. 69.6% of the mothers have information needs regarding how to protect and maintain their child’s health during the outbreak. Conclusions: As a result of the study, based on the statements of mothers, it was determined that adolescents’ health behaviors were negatively affected by the outbreak and that the outbreak caused mothers to have a need for information on protecting and sustaining the health of their adolescent children. / Amaç: COVID-19 salgını sürecinde ülkelerde salgına yönelik alınan önlemlerin ergenlerin sağlık davranışlarını nasıl etkilediği ve annelerinin gereksinimleri hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışma ergenlerin sağlık davranışlarının salgın sürecinden nasıl etkilendiğini ve salgın sürecinin annelerde ne tür gereksinimlere neden olduğunu belirlemeye yönelik gerçekleştirilmiştir. Gereç ve Yöntem: Veriler 8-31 Mayıs 2020 tarihleri arasında Qualtrics online veri toplama aracı kullanılarak toplanmıştır. Araştırma verilerinin toplanmasında anne ve ergenlerin özelliklerine yönelik soruların yer aldığı ‘‘Anne-Çocuk Bilgi Formu’’ ve ‘’Ergenlerin Sağlığı Koruma ve Sürdürmeye Yönelik Davranışlarının ve Annelerin Gereksinimlerinin Belirlenmesi Anketi’’ kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan 161 annenin yaş ortalaması 42,6±6,7 aralığında olup ergenlerin %65,8’i 14-18 yaş grubunda yer almaktadır. Anneler COVID-19 salgını sürecinde ergenlerin %36,6’sının abur cubur ve %35,6’sının besin tüketiminin arttığını, %70,2’sinin fiziksel olarak daha az aktif olduğunu ve %76,4’ünün geç saatlerde yattığını ifade etmiştir. Ayrıca annelerin %69,6’sının salgın sürecinde çocuğunun sağlığını koruma ve sürdürmeye yönelik bilgi gereksinimi bulunmaktadır. Sonuç: Annelerin ifadelerine göre ergenlerin sağlık davranışları salgın sürecinden olumsuz etkilenmiştir ve COVID-19 salgını annelerde çocuklarının sağlığını koruma ve sürdürmeye yönelik bilgi gereksinimine neden olmuştur.
  • Placeholder
    Publication
    Hungary’s COVID-19 response
    (Türk Tabipler Birliği, 2022) N/A; Sakarya, Sibel; Faculty Member; School of Medicine; 172028
    Located in Central Europe, Hungary is a country with a population of approximately 10 million, and approximately 1.7 million of the population live in Budapest. It has been a member of the European Union (EU) since 2004. The first COVID-19 case in Hungary was seen on March 4, 2020, and the first death was seen on March 11, 2020. The government declared a State of Emergency (OHAL) on 11 March and ten taskforces were created to defend against coronavirus. The state of emergency, which was lifted in June 2020, was re-declared in November 2020, when the second and major exacerbation took place and is still ongoing. As of mid-March 2021 at the time of this writing, Hungary is experiencing the third largest peak in the COVID-19 pandemic. Pandemic response has been largely hospital-focused. Hungary has one of the highest rates of hospitalization from coronavirus. Hungary’s test policy is based on testing only people with symptoms, and it is far behind the neighboring countries in terms of the total number of tests performed by population. It is one of the countries with the highest rate in Europe in terms of COVID-19 vaccination rates and has broken off from the EU’s joint purchasing program and approved for use of 5 vaccines, including Chinese and Russian vaccines. Hungary’s pandemic response is based on mitigation strategy rather than suppression. Considering the characteristics such as the names given to the boards established for pandemic management “Movement Corps”, the “commanders” assigned to hospitals, the way the decisions were taken, the state of emergency declared, restriction of freedom of speech, amendment of the penal code, prohibition of going abroad for health personnel, it is seen that Hungary’s epidemic management style has militaristic connotations and authoritarian practices / Orta Avrupa’da yer alan Macaristan, yaklaşık 10 milyon nüfusa sahip bir ülke olup, nüfusun yaklaşık 1,7 milyonu Budapeşte’de yaşamaktadır. 2004’den bu yana Avrupa Birliği (AB) üyesidir. Macaristan’da ilk COVID-19 olgusu 4 Mart 2020’de, ilk ölüm 11 Mart 2020’de görülmüştür. Hükümet 11 Mart’ta Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmiş ve Koronavirüse karşı savunma için on adet görev gücü (taskforce) oluşturulmuştur. Haziran 2020’de kaldırılan OHAL, ikinci ve büyük alevlenmenin yaşandığı Kasım 2020’de yeniden ilan edilmiştir ve halen devam etmektedir. Bu yazının yazıldığı Mart 2021 ortası itibarıyla, Macaristan COVID-19 pandemisinde üçüncü büyük piki yaşamaktadır. Salgın yönetimi büyük ölçüde hastane odaklı yürütülmüştür. Macaristan, koronavirüsten en yüksek hastaneye yatış oranlarından birine sahiptir. Macaristan’ın test politikası yalnızca semptomu olan kişilere test yapılması biçimindedir ve nüfusa göre toplam yapılan test sayısı açısından komşu ülkelerden oldukça geridedir. Aşı oranları açısından Avrupa’da en yüksek orana sahip olan ülkelerden birisi olup, AB’nin ortak satın alma programından koparak, Çin ve Rusya aşılarını da içeren 5 aşıya kullanım onayı vermiştir. Macaristan’ın pandemiye yanıtı baskılamaktan çok hafifletme stratejisine dayanmaktadır. Pandemi yönetimi için kurulan kurullara verilen isimler “Hareket Kolordusu”, hastanelere atanan “komutanlar”, kararların alınış biçimi, pandeminin kontrolü gerekçesiyle ilan edilen ve hala devam eden OHAL, konuşma özgürlüğünün sınırlanması, ceza yasasının değiştirilmesi, sağlık personelinin yurt dışına çıkmasının yasaklanması gibi özellikler dikkate alındığında, Macaristan’ın salgın yönetim biçiminin militarist çağrışımlara ve otoriter uygulamalara sahip olduğu görülmektedir.
  • Placeholder
    Publication
    Mortality analysis of COVID-19 infection in chronic kidney disease, haemodialysis and renal transplant patients compared with patients without kidney disease: A nationwide analysis from Turkey
    (Oxford University Press, 2021) Ozturk S.; Turgutalp K.; Arici M.; Odabas A.R.; Altiparmak M.R.; Aydin Z.; Cebeci E.; Basturk T.; Soypacaci Z.; Sahin G.; Ozler T.E.; Kara E.; Dheir H.; Eren N.; Suleymanlar G.; Islam M.; Ogutmen M.B.; Sengul E.; Ayar Y.; Dolarslan M.E.; Bakirdogen S.; Safak S.; Gungor O.; Sahin I.; Mentese I.B.; Merhametsiz O.; Oguz E.G.; Genek D.G.; Alpay N.; Aktas N.; Duranay M.; Alagoz S.; Colak H.; Adibelli Z.; Pembegul I.; Hur E.; Azak A.; Taymez D.G.; Tatar E.; Kazancioglu R.; Oruc A.; Yuksel E.; Onan E.; Turkmen K.; Hasbal N.B.; Gurel A.; Sahutoglu T.; Gok M.; Seyahi N.; Sevinc M.; Ozkurt S.; Sipahi S.; Bek S.G.; Bora F.; Demirelli B.; Oto O.A.; Altunoren O.; Tuglular S.Z.; Demir M.E.; Ayli M.D.; Huddam B.; Tanrisev M.; Bozaci I.; Gursu M.; Bakar B.; Tokgoz B.; Tonbul H.Z.; Yildiz A.; Sezer S.; Ates K.; N/A; Yelken, Berna; Doctor; N/A; Koç University Hospital; N/A
    Background: Chronic kidney disease (CKD) and immunosuppression, such as in renal transplantation (RT), stand as one of the established potential risk factors for severe coronavirus disease 2019 (COVID-19). Case morbidity and mortality rates for any type of infection have always been much higher in CKD, haemodialysis (HD) and RT patients than in the general population. A large study comparing COVID-19 outcome in moderate to advanced CKD (Stages 3-5), HD and RT patients with a control group of patients is still lacking. Methods: We conducted a multicentre, retrospective, observational study, involving hospitalized adult patients with COVID-19 from 47 centres in Turkey. Patients with CKD Stages 3-5, chronic HD and RT were compared with patients who had COVID-19 but no kidney disease. Demographics, comorbidities, medications, laboratory tests, COVID-19 treatments and outcome [in-hospital mortality and combined in-hospital outcome mortality or admission to the intensive care unit (ICU)] were compared. Results: A total of 1210 patients were included [median age, 61 (quartile 1-quartile 3 48-71) years, female 551 (45.5%)] composed of four groups: Control (n = 450), HD (n = 390), RT (n = 81) and CKD (n = 289). The ICU admission rate was 266/ 1210 (22.0%). A total of 172/1210 (14.2%) patients died. The ICU admission and in-hospital mortality rates in the CKD group [114/289 (39.4%); 95% confidence interval (CI) 33.9-45.2; and 82/289 (28.4%); 95% CI 23.9-34.5)] were significantly higher than the other groups: HD = 99/390 (25.4%; 95% CI 21.3-29.9; P<0.001) and 63/390 (16.2%; 95% CI 13.0-20.4; P<0.001); RT = 17/81 (21.0%; 95% CI 13.2-30.8; P = 0.002) and 9/81 (11.1%; 95% CI 5.7-19.5; P = 0.001); and control = 36/450 (8.0%; 95% CI 5.8-10.8; P<0.001) and 18/450 (4%; 95% CI 2.5-6.2; P<0.001). Adjusted mortality and adjusted combined outcomes in CKD group and HD groups were significantly higher than the control group [hazard ratio (HR) (95% CI) CKD: 2.88 (1.52- 5.44); P = 0.001; 2.44 (1.35-4.40); P = 0.003; HD: 2.32 (1.21- 4.46); P = 0.011; 2.25 (1.23-4.12); P = 0.008), respectively], but these were not significantly different in the RT from in the control group [HR (95% CI) 1.89 (0.76-4.72); P = 0.169; 1.87 (0.81-4.28); P = 0.138, respectively]. Conclusions: Hospitalized COVID-19 patients with CKDs, including Stages 3-5 CKD, HD and RT, have significantly higher mortality than patients without kidney disease. Stages 3-5 CKD patients have an in-hospital mortality rate as much as HD patients, which may be in part because of similar age and comorbidity burden. We were unable to assess if RT patients were or were not at increased risk for in-hospital mortality because of the relatively small sample size of the RT patients in this study.
  • Placeholder
    Publication
    Obsessive-compulsive disorder during and after Covid-19 pandemic
    (Elsevier, 2021) N/A; Kaçar, Anıl Şafak; PhD Student; Graduate School of Health Sciences; N/A
    This chapter explores the effects of Coronavirus Disease (Covid-19) pandemic on patients with Obsessive-Compulsive Disorder (OCD). Firstly, the phenomenology of OCD is presented. Then, this chapter explains how and why OCD patients are expected to be affected by Covid-19. The limited literature about the association between OCD and Covid-19 is summarized. Additionally, this chapter advocates that the prevalence of OCD will be increased due to Covid-19 pandemic.
  • Placeholder
    Publication
    Risk assessment approach for decision makers specific to the COVID-19 outbreak
    (Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı, 2020) İnandı, Tacettin; Ünal, Belgin; Ergin, Işıl; N/A; Sakarya, Sibel; Faculty Member; School of Medicine; 172028
    The COVID-19 epidemic is an acute public health event that is rapidly progressing, which can adversely affect human health and requires rapid intervention. In order to prevent and control such an epidemic that does not yet have an effective treatment and vaccine and can be transmitted easily, it is necessary to make risk assessments, review interventions, and strengthen and relax the measures from time to time. In this article, the concept of risk assessment is discussed, and then, the international guidelines are reviewed and the risk indicators that can be used during the ups and downs of the COVID-19 outbreak and the intervention indicators required to manage this risk are examined. Variables that can be considered when evaluating their own situation at the provincial level are presented. In order to carry out the risk assessment required to direct the interventions to control the outbreak, it was emphasized that expert teams need to be formed, cooperation between sectors and institutions should be established, the right questions should be asked, information about the outbreak should be accessible and transparent, and effective risk communication and community participation should be assured. / COVID-19 salgını hızla ilerleyen, insan sağlığını olumsuz etkileyebilecek ve hızlı müdahale edilmesi gereken akut halk sağlığı olayıdır. Henüz etkin tedavisi ve aşısı olmayan ve kolay bulaşabilen böyle bir salgını önlemek ve kontrol altına almak; salgının her evresinde risk değerlendirmesi yapmayı, müdahalelerin gözden geçirilmesini, zaman zaman önlemlerin güçlendirilip, gevşetilmesini gerektirmektedir. Bu yazıda risk değerlendirilmesi kavramı ele alınmış, ardından ülkemizde yerel düzeyde uygulamak üzere, uluslararası rehberler gözden geçirilerek COVID-19 salgınının yükselme ve iniş dönemlerinde kullanılabilecek risk göstergeleri ile bu riski yönetmek için gerekli olan müdahale göstergeleri incelenmiştir. İl düzeyinde karar vericilerin kendi durumlarını değerlendirirken dikkate alabilecekleri değişkenler sunulmuştur. Salgının kontrolüne yönelik müdahalelere yön vermede gerekli olan risk değerlendirmesinin yapılabilmesi için, uzman ekiplerin oluşturulması, sektörler ve kurumlar arası işbirliği, doğru soruların sorulması, salgınla ilgili bilgilerin erişilebilir ve şeffaf olması, etkin bir risk iletişiminin ve toplum katılımının gerekliliği vurgulanmıştır.
  • Placeholder
    Publication
    Successful fight against the COVID-19 pandemic: Singapore
    (Türk Tabipler Birliği, 2022) N/A; N/A; N/A; Uçku, Duygu; Tanrıöver, Cem; Kayı, İlker; Undergraduate Student; Undergraduate Student; Faculty Member; School of Medicine; School of Medicine; School of Medicine; N/A; N/A; 168599
    Singapore has shown a successful fight against the COVID-19 pandemic. Singapore has always been prone to infectious diseases due to its location, climate and tourism. Lessons learned while tackling the past SARS epidemic have guided the country’s current approach to the pandemic. Singapore’s first case was reported on January 23, 2020, when a 66-year-old patient from Wuhan showed symptoms of pneumonia and had a positive PCR test. The country has adopted a multidimensional surveillance approach to combat the pandemic. This includes updated case definitions, contact tracing, expanded surveillance in different patient groups (respiratory tract infections and intensive care admissions) and increased testing opportunities for physicians, as well as investigation of the etiology of deaths from infectious causes. In this article, we discuss Singapore’s healthcare system, the measures that were implemented in order to fight against the COVID-19 pandemic and the reasons for their success. / COVID-19 pandemisi yönetimi bakımından Singapur örnek gösterilebilecek ülkeler arasında yer almaktadır. Singapur, lokasyonu, iklimi ve sık seyahat edilen bir ülke olması nedeniyle bulaşıcı hastalıklara yatkın bir ülke olmuştur. Geçmişteki SARS salgını ile mücadelede alınan dersler, ülkenin pandemi planına yön vermiştir. Singapur’un ilk vakası, 23 Ocak 2020’de Wuhan’dan gelen 66 yaşındaki bir hastanın pnömoni semptomları göstermesi ve PCR testinin pozitif çıkması ile doğrulanmıştır. Ülke, pandemiyle mücadelede çok boyutlu bir sürveyans yaklaşımını benimsemiştir. Bu, güncellenen vaka tanımları, temaslı izlemi, farklı hasta gruplarında (solunum yolu enfeksiyonları ve yoğun bakım yatışları) genişletilmiş bir sürveyans ve hekimlere artırılmış test imkanlarına ek olarak, enfeksiyöz nedenli ölümlerin etiyolojisinin araştırılması gibi farklı uygulamaları içermektedir. Bu yazıda Singapur’un sağlık sisteminin tanıtılmasının yanı sıra, COVID-19 pandemisinde yürüttüğü pandemi kontrol önlemleri ve bunların başarılı olmasındaki nedenler değerlendirilecektir.
  • Placeholder
    Publication
    The COVID-19 outbreak in Turkey: experiences of nurse managers and activities of the Nurse Managers Association in crisis management
    (Koç Üniversitesi HYO Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim ve Araştırma Merkezi (SANERC), 2020) Baykal, Ülkü; Alan, Handan; Güngör, Serkan; Tekin, Devrim Eren; Başulaş, Çağlar Yılmaz; Gümüş, Emel; Serbest, Şehriban; Şen, Hanife Tiryaki; N/A; N/A; Türkmen, Emine; Göktepe, Nilgün; Faculty Member; Faculty Member; School of Nursing; School of Nursing; 109503; 106155
    The Covid-19 epidemic, which emerged in December 2019 and rapidly circled the globe, once again demonstrated the power and importance of nursing in healthcare services. This review aimed to convey the experiences of nurse managers in their struggle with their teams and the efforts of the Nurse Managers Association to support the profession. Strengthening nursing services in healthcare institutions will contribute to our successful efforts to overcome the pandemic and any future crisis and to provide better healthcare that our society deserves. / Aralık 2019’da ortaya çıkan ve hızla tüm dünyayı saran COVID-19 salgını sağlık bakım hizmetlerinde hemşireliğin gücü ve önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bu derlemede, yönetici hemşirelerin tüm ekipleriyle birlikte verdikleri mücadelede yaşadıkları deneyimlerin ve Yönetici Hemşireler Derneği’nin meslektaşlara destek çabalarının aktarılması amaçlanmıştır. Sağlık kurumlarında hemşirelik hizmetlerinin güçlendirilmesi bu ve gelecek her türlü krizin daha başarılı atlatılmasına ve toplumumuzun hak ettiği daha iyi sağlık bakımını verme çabalarımıza katkı sağlayacaktır.