Research Outputs

Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.14288/2

Browse

Search Results

Now showing 1 - 7 of 7
  • Placeholder
    Publication
    Academic attributional style: a comparison between Turkey and United Kingdom
    (Nazmi Kozak, 2010) Tektaş, Öznur Özkan; Camgöz, Selin Metin; N/A; Orta, İrem Metin; Master Student; Graduate School of Social Sciences and Humanities; 16043
    This study aims to investigate Turkish and English university students’ academic attributional styles (AAS) and examine to what extent self-efficacy and gender predict AAS in each culture. Data were collected from 159 Turkish and 102 English students by survey. The results of ANCOVA revealed that British students have more pessimistic (internal, stable, global) attributions in explanations of negative events compared to Turkish students. Countrybased hierarchical regression results showed that women have more pessimistic AAS than men for Turkish sample, but gender did not make any significant contribution to the prediction of AAS for English sample. In both countries, self-efficacy failed to predict AAS. Some possible reasons for the results and suggestions for future studies are discussed. / Çalışmada, Türkiye ve İngiltere’deki üniversite öğrencilerinin akademik atıf tarzlarının (AAT) karşılaştırılması ile, ülke bazında öz yeterlilik ve cinsiyetin AAT’yi ne ölçüde yordadığının tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Veriler 159 Türk ve 102 İngiliz öğrenciden anket yöntemi ile toplanmıştır. Öğrencilerin AAT’lerinin karşılaştırılması amacıyla uygulanan ANCOVA analizi, cinsiyet kontrol edildiğinde, İngilizlerin Türklere göre olumsuz olaylarda daha kötümser (içsel, sürekli ve genel) AAT’ye sahip olduklarını göstermektedir. İki ülke için uygulanan Hiyerarşik Regresyon analizinde, Türk kız öğrencilerin Türk erkek öğrencilere göre daha kötümser atıf tarzına sahip olduğu; İngiltere örneklemi için cinsiyetin anlamlı bir farklılığa neden olmadığı belirlenmiştir. Her iki ülkede de öz yeterliliğin AAT üzerinde anlamlı bir etkisine rastlanmamıştır. Araştırmanın bulguları ve bu bulgulara neden olabilecek kültürel etkiler son kısımda tartışılmıştır.
  • Placeholder
    Publication
    Bachelor's degree nursing program assessment scale (BNPAS): development, validity, and reliability
    (Koç Üniversitesi HYO Semahat Arsel Hemşirelik Eğitim ve Araştırma Merkezi (SANERC), 2014) Demiralp, Meral; Ünver, Vesile; Güvenç, Gülten; Şengün, Güler; Üstünsöz, Ayfer; Akbayrak, Nalan; Hatipoğlu, Sevgi; N/A; Akyüz, Aygül; Faculty Member; School of Nursing; 42416
    Objective: This methodically study was carried out to develop and test the psychometric properties of Bachelor’s Degree Nursing Program Assessment Scale. Methods: The sample comprised 202 nurses who graduated from a Bachelors Degree Program in Ankara. In order to determine nurses’ ideas and opinions about how knowledge and skills, which are thought during the bachelor program, contribute professional competence and personal development, a focal group discussion was held with 12 nurses. Scale statements that are formed as a result of qualitative interviews are presented as a draft to two different experts, the feedback statements given are gathered under the same title and by extracting similar statements, the fi nal draft was reduced down to 40 items. Results: The Bachelor’s Degree Nursing Program Assessment Scale consists of four subscales as “Assessment of Professional Development and Competence”, “Assessment of Teaching Process”, “Assessment of Individual Development”, and “Gaining universal, national and professional values”. Cronbach’s alpha reliability coeffi cient for the Bachelor’s Degree Nursing Program Assessment scale is 0.97 and four subscales ranged from 0.91 to 0.95. Test–retest reliability coeffi cient for the scale is 0.95 for the scale and ranged from 0.90 to 0.95 for the subscales. Conclusion: Bachelor’s Degree Nursing Program Assessment Scale was a reliable scale for evaluation of the effectiveness of Bachelor’s Degree Nursing Programs in Turkey. / Amaç: Bu metodolojik çalışma, Hemşirelikte Lisans Programını Değerlendirme Ölçeğinin geliştirilmesi ve psikometrik özelliklerinin test edilmesi amacıyla gerçekleştirildi. Yöntem: Çalışmanın örneklemini Ankara’da bir hemşirelik lisans programlarından mezun 202 hemşire oluşturdu. Lisans programının kazandırdığı bilgi ve becerilerin, mesleki yeterlilik ve bireysel gelişime yaptığı katkılarla ilgili hemşirelerin düşüncelerini ve görüşlerini belirlemek için 12 hemşire ile odak grup görüşmesi yapıldı. Niteliksel görüşmeler sonrası oluşturulan ölçek ifadeleri, taslak halinde iki ayrı uzmana sunuldu, alınan geri bildirimlerle ilgili ifadeler aynı başlık altında toplandı, benzer maddeler çıkarılarak ölçeğin son şekli 40 madde olarak belirlendi. Bulgular: Hemşirelikte Lisans Programını Değerlendirme Ölçeği “Mesleki Gelişim ve Yeterliliği Değerlendirme”, “Öğretim Sürecini Değerlendirme”, “Bireysel Gelişimi Değerlendirme”, “Evrensel, Ulusal ve Mesleki Değerleri Kazandırma” olmak üzere toplam dört alt boyuttan oluştuğu belirlendi. Hemşirelikte Lisans Programını Değerlendirme Ölçeğinin iç tutarlılık Cronbach Alpha değeri 0.97, dört alt ölçeğin Cronbach Alpha değerleri 0.91 ile 0.95 arasında bulundu. Test- tekrar test Cronbach Alpha değeri ölçeğin tamamı için 0.95, alt ölçekler için 0.90 ile 0.95 arasında belirlendi. Sonuç: HLPDÖ ülkemizde uygulanan hemşirelik lisans programlarının etkinliğini değerlendirmede kullanılabilecek güvenilir bir ölçektir.
  • Placeholder
    Publication
    Child socialization goals of Turkish mothers: an investigation of education related within-culture variation
    (Türk Psikologlar Derneği, 2009) Çıtlak, Banu; Leyendecker, Birgit; Department of Psychology; N/A; Selçuk, Bilge; Gözkan, Ayfer Dost; Faculty Member; Master Student; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; Graduate School of Social Sciences and Humanities; 52913; 124621
    This study aimed to explore the long-term socialization goals of Turkish mothers from different educational backgrounds. The participants were low-educated (n = 20) and high-educated (n = 20) Turkish mothers whose ages ranged from 24 to 39 years. In-depth semi-structured interviews were conducted to measure long-term socialization goals of mothers. Results indicated that, as predicted, low-educated mothers emphasized the importance of relatedness and obedience more than high-educated mothers; and high-educated mothers stressed autonomy and self-enhancement as desirable characteristics more than low-educated mothers did. The two groups of mothers also reported some common goals such as valuing lovingness, decency, and self-control in their children. Overall, the fi ndings pointed to the relative salience of constructs such as autonomy and relatedness in the socialization goals of Turkish mothers with high and low education levels. The fi ndings provided support for Kağıtçıbaşı’s Family Change Model, shedding light on the variations in family structure across various socio-cultural-economic contexts. It also upholds Kohn’s theory which proposes that occupation infl uences socialization goals of parents. / Bu çalışma, Türk annelerin uzun süreli çocuk sosyalleştirme hedefl erini (çocuklarının ileride sahip olmalarını istedikleri özelliklere ilişkin hedefl erini) eğitim durumlarına göre karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla, yüksek düzeyde eğitimli (en az on üç yıl örgün eğitim kurumlarına devam etmiş) yirmi anne ve düşük düzeyde eğitimli (en fazla altı yıl eğitim almış) yirmi anne ile Sosyalleştirme Hedefl eri Envanteri kullanılarak görüşmeler yapılmıştır. Annelerin sosyalleştirme hedefl eri, Kendini Geliştirme, Davranışlarını Kontrol Etme, Topluma Uyum, Sevecenlik ve Uygun Davranma sınıfl andırmalarına göre karşılaştırılmıştır. Yapılan analizler, yüksek eğitimli annelerin düşük eğitimli gruba göre kendini geliştirme ile ilişkili hedefl eri daha fazla, uygun davranış göstermeye ilişkin hedefl eri ise daha az vurguladıklarını göstermiştir. Bununla birlikte, iki anne grubu arasında davranışları kontrol, topluma uyum, ve sevecenlik sınıfl andırmalarına ilişkin hedefl erde istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunmamıştır. Çalışmanın sonuçları, Kağıtçıbaşı’nın Aile Değişim Modeli ve Kohn’un ebeveynin mesleki konumu ile çocuk yetiştirme tutumlarını ilişkilendiren kuramı bağlamında tartışılmıştır.
  • Placeholder
    Publication
    Critical thinking dispositions of doctoral students in medical sciences institute
    (Gaziosmanpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 2021) Açıl, Dilay; Çal, Ayşe; Cengiz, Burcu; Bahar, Zuhal; Beşer, Ayşe; Faculty Member; School of Nursing; 143490
    Objective: The study was conducted to assess critical thinking dispositions of doctoral students in medical sciences institute. Methods: Sample of this descriptive study consists of 86 doctoral students in Dokuz Eylül University Institute of Medical Sciences. Data were collected by using sociodemographic data form and California Critical Thinking Dispositions Inventory. Descriptive statistics, t-test, correlation and simple regression were used in data assessment. Results: 64% of the students were receiving doctoral education in the field of nursing, while 36% were in other programs of institute of medical sciences. Students’ critical thinking disposition score was 248,29±36,48, with the highest disposition in analyticity sub-dimension (47,94±4,87). According to regression analysis results, male students were found to have high inquisitiveness and systematicity disposition, while students in course period had high truth-seeking and openmindedness dispositions. Conclusion: It was concluded that students had moderate level of critical thinking disposition and the curriculum had to be improved for students to have higher critical thinking skills. It is recommended for educational environment to develop truth-seeking and open-mindedness dispositions and to support female students’ dispositions to be inquisitive and systematic. / Amaç: Çalışma sağlık bilimleri enstitüsünde doktora eğitimi alan öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimlerini değerlendirmek amacıyla yürütülmüştür. Yöntem: Tanımlayıcı olarak yürütülen araştırmanın örneklemini Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde doktora eğitimi alan 86 öğrenci oluşturmuştur. Veriler sosyodemografik veri formu ve Kalifornia Eleştirel Düşünme Eğilim Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiklerin beraberinde t testi, korelasyon ve basit regresyon analizi kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin %64’ü hemşirelik alanında, %36’sı sağlık bilimleri enstitüsüne bağlı diğer programlarda doktora eğitimi almaktadır. Öğrencilerin eleştirel düşünme eğilimi puanı 248,29±36,48 olup, en yüksek eğilimin analitiklik alt boyutunda (47,94±4,87) olduğu belirlenmiştir. Regresyon analizi sonuçlarına göre erkek öğrencilerin meraklılık ve sistematiklik eğilimlerinin, doktora ders dönemindeki öğrencilerin ise doğruyu arama ve açık fikirlilik eğilimlerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Sonuç: Çalışmada öğrencilerin eleştirel düşünme düzeylerinin orta düzeyde olduğu ve doktora sürecinde eleştirel düşünme becerisi daha yüksek öğrenciler yetiştirmek için müfredatın bu yönde iyileştirmesine gereksinim olduğu sonucuna varılmıştır. Eğitim ortamının doğruyu arama ve açık fikirli olma eğilimlerini geliştirici özellikte olması ve özellikle kadın öğrencilerin meraklı ve sistematik olma ile ilgili eğilimlerinin desteklenmesi önerilmektedir.
  • Placeholder
    Publication
    Effect of maternal education on Turkish mother' styles of reminiscing with their children
    (Türk Psikologlar Derneği, 2004) Department of Psychology; Department of Psychology; Küntay, Aylin C.; Ahtam, Banu; Faculty Member; Undergraduate Student; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; 178879; N/A
    This study investigates the relationship of maternal education to the style of mother-child conversations about past events. Previous research conducted in the US has identified two distinct styles of communication that mothers use to elicit talk about past events from their children (i.e., elaborative style and repetitive style), but the relationship of these patterns of talk to mothers’ education level has not been investigated. In this study, we recorded 22 mother-child pairs. of these, half included mothers of high educational background, and the other half had mothers of low educational background. Mothers’ child-directed utterances were coded in terms of their forms, contents, and relationships to the child’s responses. Results show that high-education mothers addressed more utterances per event to their children than low-education mothers. Also, child-directed speech of high-education mothers tended to be more elaborative and less repetitive than the speech of low-education mothers. One major contributor to this overall difference was that high-education mothers offered more elaborative statements than low-education mothers. The proportions of questioning behavior, on the other hand, were the same across the two groups of mothers. The pattern of differences found in the study could be explained by the longer exposure of high-education mothers to "classroom discourse" in addition to the potential facilitative effects of schooling on their communicative and narrative skills. / Öz: Bu çalışma, annelerin çocuklarıyla geçmişteki olaylar hakkında konuşma davranışlarıyla anne eğitim düzeyinin ilişkisini araştırmaktad›r. ABD’de yapılan araştırmalar, annelerin çocuklarıyla anıları hakkında konuşurken kullandığı ayrıntıcı (elaborative) ve tekrarcı (repetitive) olmak üzere iki ayrı konuşma biçimi belirlemiş, fakat bu stillerin annelerin eğitim düzeyleriyle ilişkisini incelememiştir. 11 yüksek ve 11 düşük eğitim düzeyli annenin, çocuklarına geçmiş olayları hatırlatmaya çalışırken geçen konuşmaları teybe kaydedilmiştir. Annelerin çocuklarına yönelik sözceleri (utterance), biçim, içerik ve çocuktan gelen yanıtla ilişkili olarak kodlanmıştır. Bulgularda, her iki gruptaki anneler de aynı sayıda olaydan bahsederken, yüksek eğitimli annelerin olay başına daha fazla sayıda sözce oluşturduğu görülmüştür. Ayrıca eğitim düzeyi yüksek annelerin, eğitim düzeyi düşük annelerle karşılaştırılınca, daha fazla ayrıntıcı ve daha az tekrarcı bir konuşma stili kullanma eğilimi gösterdikleri bulunmuştur. Bu farkın en önemli kaynağı kullanılan farklı soru oranları ve biçimleri değil, yüksek eğitimli anneler tarafından daha sıklıkla kullanılan olayların detaylarını betimleyen bildirim cümleleridir. Bulunan farklılıkların nedenleri olarak, annelerin eğitimlerinin uzunluğuyla ilişkili olarak geliştirdikleri "okul söylemiyle" tanıklıkkları ve bunun sonucunda edindikleri ayrıntıcı anlatı ve iletişim becerileri düşünülebilinir.
  • Thumbnail Image
    PublicationRestricted
    Reproduction strategies of the new middle class parents in the field of Turkish education system
    (Koç University, 2018) Özdemir, Tuğçe; Çelik, Çetin; 0000-0003-2992-4787; Koç University Graduate School of Social Sciences and Humanities; Comparative Studies in History and Society; 105104
  • Placeholder
    Publication
    Syrian children’s access to education in Turkey: barriers and recommendations
    (Eğitim-Sen, 2019) Department of Sociology; Şimşek, Doğuş; Teaching Faculty; Department of Sociology; College of Social Sciences and Humanities; 238422
    The Syrian migration is the biggest movement of people since the Second World War. The vast majority of Syrian refugees are residing in Turkey. There are more than 3,6 Syrian refugees in Turkey, and over 1,1 million of the population are school-aged refugee children. According to UNICEF, as of January 2019, there are 645,000 children enrolled in Turkish public schools and around 400,000 children are not attending school. This paper explores the impact of Turkey’s integration policy on Syrian children’s access to education. The data consists of 50 semi-structured in-depth interviews with Syrian refugees in Istanbul and Gaziantep. The paper also offers policy recommendations for the integration of refugee children into education by explaining the social, political and economic factors affecting the integration processes of Syrian refugees and their children’s access to education. I argue that Syrian refugees’ limited access to fundamental rights negatively affect their children’s access to education. / Suriye’deki iç savaş nedeniyle oluşan göç hareketi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük kitle göçü olarak tarihe geçmiştir. Suriyeli mültecilerin büyük çoğunluğu Türkiye’de ikamet etmektedir. Türkiye’deki 3.6 milyondan fazla Suriyeli mülteciden yaklaşık 1.1 milyonu okul çağındadır. UNICEF ‘in verilerine göre Ocak 2019 itibarıyla Türkiye’deki devlet okullarına kayıtlı olan 645 bin çocuğa karşı, yaklaşık 400 bin çocuk eğitime erişememektedir. Bu makalede, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin entegrasyon süreçlerinin, çocuklarının eğitime erişimine etkisi açıklanmıştır. İstanbul ve Gaziantep’de toplam 50 Suriyeli mülteci ile yüz yüze derinlemesine yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen veriler çerçevesinde bu makalede Türkiye’nin Suriyeli mültecilere yönelik entegrasyon politikasının Suriyeli çocukların eğitime erişimleri üzerindeki etkisi araştırılmış ve literatür kapsamında tartışılmıştır. Bu çalışmada ayrıca, mülteci ailelerin entegrasyon süreçlerini ve çocuklarının eğitime erişimini olumsuz etkileyen sosyal, politik ve ekonomik etmenler açıklanarak mülteci çocukların eğitime entegrasyonu ile ilgili politika önerileri de sunulmuştur. Bu makalede, Suriyeli mültecilerin temel haklara erişimde yaşadıkları sıkıntıların çocuklarının eğitime erişimini olumsuz yönde etkilediği savunulmuştur.