Researcher: Oba, Meltem Ece
Name Variants
Oba, Meltem Ece
Email Address
Birth Date
4 results
Search Results
Now showing 1 - 4 of 4
Publication Open Access Uluslararası çocuk kaçırmanın hukuki veçhelerine dair Lahey Sözleşmesi çerçevesinde aile hakkına saygı hakkı ve çocuğun üstün menfaatinin korunması: Marcus Frank Cerny başvurusu üzerinden bir inceleme(N/A, 2017) Oba, Meltem Ece; Law SchoolIn this study, the 1980 Hague Convention on the Civil Aspects of International Child Abductions is briefly explained and the Constitutional Court judgement on the Marcus Frank Cerny application is evaluated within the framework of the case law of the European Court of Human Rights.;TR: Bu çalışmada 1980 tarihli Uluslararası Çocuk Kaçırmaların Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi kısaca açıklanarak Marcus Frank Cerny başvurusuna ilişkin Anayasa mahkemesi kararı, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihadı çerçevesinde değerlendirilmiştir.Publication Metadata only Turkey: optional choice of court agreements(Springer International Publishing Ag, 2020) Tarman, Zeynep Derya; Oba, Meltem Ece; Faculty Member; Researcher; Law School; Law School; 177966; 265205This chapter analyses choice of court agreements under Turkish private international law. Turkish private international law recognizes the freedom of the parties to conclude an agreement which designates Turkish courts and/or foreign courts as having jurisdiction for the resolution of their existing or future legal disputes under certain conditions. In this chapter first, agreements granting jurisdiction to foreign courts are examined, mainly through the requirements and consequences of forming such an agreement. Next, rules governing agreements granting jurisdiction to Turkish courts are explained. Following this, asymmetrical jurisdiction agreements are discussed. Subsequently, the requirements for the recognition and enforcement of a foreign judgment rendered by a court designated through a jurisdiction agreement are explained. Finally, discussions regarding co-existing jurisdiction and arbitration clauses are assessed. Notwithstanding the need to reform particular aspects of Turkish law in relation to jurisdiction agreements, it is concluded that the Turkish legal framework in this area is sufficient for both Turkish and foreign parties to securely conclude choice of court agreements.Publication Metadata only Non-national legal rules and scope of their application(Türkiye Barolar Birliği, 2017) N/A; N/A; Oba, Meltem Ece; Researcher; Law School; 265205The contracts concluded in international trade are mostly in relation with more than one national legal system. Being alien to the law that governs an international contract causes insecurity for the foreign party. For the purpose of resolving this problem, non-national legal rules, which are aimed at the unification of substantive law on contractual relations, are created. In this paper, the non-national legal rules especially those that are more prominent in Europe are introduced; subsequently the application of such rules is elaborated upon. / Uluslararası ticarette akdedilen sözleşmeler çoğunlukla birden fazla hukuk düzeniyle bağlantı içindedir. Tarafların aralarındaki sözleşmenin tabi olduğu hukuk kurallarına yabancı olması bir güvensizlik yaratır. Bu sorunun aşılması için, borç ilişkilerine uygulanacak maddi hukuk kuralarının uyumlaştırılması fikriyle anasyonel hukuk kuralları ortaya konmuştur. Bu çalışmada, özellikle Avrupa’da öne çıkan anasyonel hukuk kuralları tanıtılmış; ardından bu kuralların uygulamadaki yeri açıklanmıştır.Publication Open Access Cross-border activities of multinational companies and tort liability: international jurisdiction of English courts within the framework of Vedanta v Lungowe and Okpabi v Shell decisions(İstanbul Üniversitesi Yayınevi, 2021) N/A; Oba, Meltem Ece; Researcher; Law School; 265205The increase in overseas activities of multinational corporations due to globalisation has also augmented the discussions over overseas human rights violations of such corporations. According to the discussions under international law, holding corporations directly liable for human rights violations remains yet a disputed issue. Against the backdrop of debates under international law, the liability of multinational corporations arising from tort law has become an alternative legal ground for holding multinational corporations accountable for their overseas wrongs. In a dispute where the parent company is domiciled in England and its subsidiary is domiciled in a foreign country, victims who suffer from the activities of the subsidiary may file compensatory claims against both the subsidiary and the parent company before English courts based on principles of tort law. This article examines civil jurisdiction of English courts about such disputes. In this context, initially the debates in international law regarding the human rights liabilities of multinational companies are briefly touched upon, then the Civil Procedure Rules are examined followed by an analysis of the Vedanta v Lungowe and Okpabi v Shell decisions. / Küreselleşme ile beraber çok uluslu şirketlerin özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki sınır ötesi faaliyetleri arttıkça bu şirketlerin sınır ötesi insan hakları ihlallerine ilişkin tartışmalar da yoğunlaşmıştır. Uluslararası hukuk doktrinindeki farklı görüşler karşısında çok uluslu şirketlerin insan hakları ihlallerinden doğrudan sorumlu tutulması henüz mümkün görünmemektedir. Buna bağlı olarak, çok uluslu şirketlerin sınır ötesi insan hakları ihlallerinden doğan zararın giderilmesinde şirketlerin haksız fiil sorumluluğuna dayanılması gündeme gelmiştir. Hâkim şirketin merkezinin İngiltere’de bulunduğu, bağlı şirketin ise yabancı bir ülkede tescil edildiği çok uluslu şirketlerde, bağlı şirketin faaliyetlerinden zarar gören kişiler İngiliz mahkemelerinde hem bağlı şirkete hem de hâkim şirkete karşı haksız fiile dayalı tazminat talepleri ileri sürebilmektedir. Bu çalışmada söz konusu ihtilaflar kapsamında İngiliz mahkemelerinin milletlerarası yetkisi incelenmiştir. Bu kapsamda, öncelikle çok uluslu şirketlerin sorumluluğuna ilişkin uluslararası hukuktaki tartışmalara kısaca değinilmiş, ardından İngiliz Medeni Usul Kuralları ele alınmış ve son olarak Vedanta v Lungowe ve Okpabi v Shell kararları incelenerek İngiliz mahkemelerinin bu tür uyuşmazlıklardaki yetkiye ilişkin yaklaşımı incelenmiştir.