Researcher:
Eskin, Mehmet

Loading...
Profile Picture
ORCID

Job Title

Faculty Member

First Name

Mehmet

Last Name

Eskin

Name

Name Variants

Eskin, Mehmet

Email Address

Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 10 of 20
  • Placeholder
    Publication
    The factors affecting the attitudes of nursing students towards homosexual individuals
    (İstanbul Üniversitesi, 2020) Yüksel, Rüveyda; Arslantaş, Hülya; Kızılkaya, Mehtap; Department of Psychology; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; 2210
    Objective: The research was conducted analytic cross-sectionally with the aim of determining the factors affecting the attitudes of nursing students towards homosexual individuals. Methods: The population of the research was composed of the students studying in the Department of Nursing in 2017-2018 academic year at a university in one of the western provinces of the country. Precision sampling method was used and The sample size was calculated as 337 by adding 20% reserve, considering the possible losses and the analysis were conducted with 335 persons. The data of the research was collected by the questionnaire form prepared by the researchers in line with the literature and Attitudes Towards Homosexuality Scale. Results: 64.5% of the students was female, and their mean age was 20.62±1.82. 46.6% stated they did not have education about homosexuality during their education. When student characteristics and their Attitudes Towards Homosexuality Scale scores were compared, it was found that being a female (t=-4.659, p=0.000), higher educational levels of the parents, having a homosexual ac-quaintance positively affected the students’ attitudes towards homosexual individuals (p < 0.05). The belief that sexual orientation is congenital and cannot be changed later did not effect their attitudes towards homosexual individuals (p > 0.05). Conclusion: In accordance with these results, adding courses into bachelor’s degree curriculum about homosexuality, the health rights of homosexual individuals, their requirements and care, preventing stigma towards homosexual individuals are suggested to ensure decreasing negative attitudes and support positive attitudes of the students towards homosexual individuals. © 2020, Istanbul Universitesi. All rights reserved./ Öz: Amaç: Araştırma, hemşire öğrencilerin eşcinsel bireylere yönelik tutumlarını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla analitik kesitsel olarak yapılmıştır. Yöntem: Araştırmanın evrenini batıda bir ilde bir üniversitenin hemşirelik bölümünde 2017-2018 yılında öğrenim gören öğrenciler oluşturmuştur. Örneklem büyüklüğü evreni bilinen örnekleme yöntemiyle olası kayıplarda göz önüne alınarak %20 yedek eklenerek 337 olarak hesaplanmış olup analiz 335 kişi ile gerçekleştirilmiştir. Örnekleme alınacak öğrencilerin sınıflara göre tabakalaması yapılmış; sınıflar içinde öğrencinin örnekleme seçimi basit rastgele örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırmanın verileri araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan anket formu ve Eşcinselliğe İlişkin Tutumlar Ölçeği ile toplanmıştır. Bulgular: Öğrencilerin %64,5’i kadın ve yaş ortalamaları 20,62±1,82 yıl olarak bulunmuştur. Öğrencilerin %48,7’sinin anne eğitim düzeyi, %47,5’inin ise baba eğitim düzeyi ortaöğretim olup; %75,5’i ailenin gelir düzeyini gelir gidere denk olarak değerlendirmektedir. Öğrencilerin %46,6’sı eğitimleri sırasında eşcinsellik hakkında eğitim almadıklarını ifade etmişlerdir. Öğrencilerin özellikleri ile Eşcinselliğe İlişkin Tutumlar Ölçeği puan ortalamaları karşılaştırıldığında; kadın cinsiyetinde olmanın, anne ve baba eğitim düzeyinin artmasının, eşcinsel bir bireyi tanımanın eşcinsel bireylere yönelik tutumlarını olumlu olarak etkilediği görülmektedir (p < 0,05). Cinsel yönelim doğuştandır sonradan değiştirilemez inancının öğrencilerin eşcinsel bireylere yönelik tutumlarını etkilemediği bulunmuştur (p > 0,05). Sonuç: Öğrencilerin; kadın cinsiyetinde olmasının, anne ve baba eğitiminin artmasının, çevrelerinde eşcinsel birinin varlığının eşcinsel bireylere yönelik tutumlarını olumlu olarak etkilediği belirlenmiştir. Öğrencilerin eşcinsel bireylere yönelik olumsuz tutumlarının azaltılması, olumlu tutumlarının desteklenmesi için lisans ders müfredatına eşcinsellik, eşcinsel bireylerin sağlık hakkı, gereksinimleri ve bakımları, eşcinsel bireylere yönelik damgalamayı önleme konularının eklenmesi önerilir.
  • Placeholder
    Publication
    Examining the psychometric properties of the behavioral emotion regulation questionnaire-Persian version (BERQ-PV) among Iranians
    (Springer, 2023) Hekmati, Issa; Jobson, Laura; N/A; Department of Psychology; Abdollahpour Ranjbar, Hamed; Eskin, Mehmet; Researcher; Faculty Member; Department of Psychology; Graduate School of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; N/A; 2210
    Emotion regulation has been dichotomized into two related but distinct domains, namely cognitive and behavioral. There has been an emphasis on the development of measures that evaluate these emotion regulation domains separately. Recently the Behavioral Emotion Regulation Questionnaire (BERQ) was developed. The present study aimed to assess the psychometric properties of a Persian version of the BERQ (BERQ-PV) among an Iranian sample. We investigated the dimensionality, reliability, and validity of the BERQ-PV among participants from the general population (n = 556) and clinical patients (n = 92). The confirmatory factor analysis supported the five-factor model. The internal consistency (Cronbach's alpha = .59-.78) and test-retest reliability (r = .63-.82) of the subscales were acceptable. The significant correlations between the BERQ-PV subscales and depression, anxiety, and stress supported concurrent validity, and the correlations with measures of cognitive emotion regulation implied convergent validity. The significant disparity among the clinical and non-clinical sample groups on the BERQ-PV was suggestive of discriminant validity. Findings indicate that the BERQ-PV is a psychometrically sound measure for assessing the behavioral process of emotion regulation.
  • Placeholder
    Publication
    An investigation of the psychometric properties of the Turkish versions of the interpersonal needs questionnaire and acquired capability for suicide-fearlessness about death scale
    (2020) Arslantaş, Hülya; Öztürk, Cennet Şafak; Eskin, Berke; Department of Psychology; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; 2210
    Objective: Suicidal behavior is serious public health problem. Interpersonal Psychological Theory of SuicideIPT tells that feelings of thwarted belongingness and perceived burden someness are composed of two perceptions that make people tend to suicide. But the theory argues that will is not sufficient for occurrence of a suicidal behaviour. Individual must have acquired capability for suicide as well. Recently it is seen that IPT is a theorethical framework that is frequently used in suicide researches. The purpose of this study was to investigate the psychometric properties of the Turkish versions of the Interpersonal Needs Questionnaire (INQ) and Acquired Capability for Suicide Scale -Fearlessness about Death (ACSS-FAD). Method: Data were collected from 409 university students. Results: The Turkish Interpersonal Needs Questionnaire and the Acquired Capability for Suicide- Fearlessness about Death scale demonstrated adequate psychometric properties. Both had high internal consistency and test-retest reliabilities. Discussion: The results of the present study have revealed that the Turkish versions of the Interpersonal Needs Questionnaire (INQ) and Acquired Capability for Suicide Scale-Fearlessness about Death (ACSS-FAD) are reliable and valid instruments for measuring the constructs of the Interpersonal Psychological Theory of suicide. Therefore, we conclude that the two measuring instruments may contribute to the suicidological research and clinical practice in Turkey. / Öz: Amaç: Günümüzde düşünce, girişim ve ölümleri kapsayan intihar davranışları önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Kişilerarası Psikolojik İntihar Kuramı (KPİK) engellenmiş ait olma (thwarted belongingness) ve başkalarına yük olma (perceived burden someness) duygularının insanları intihara meyilli/istekli hale getiren iki algıdan oluştuğundan bahsetmektedir. Fakat kuram, bir intihar davranışının ortaya çıkması için isteğin yeterli olmadığını bunun için kişide edinilmiş intihar yeterliliğinin (acquired capability for suicide) de olması gerektiğini öne sürmektedir. Son zamanlarda KPİK'nın intiharbilim alanındaki araştırmalarda sık kullanılan bir kuramsal çerçeve haline geldiği görülmektedir. Bu çalışmanın amacı kişilerarası psikolojik intihar kuramının yapısal kavramları olan Kişilerarası İhtiyaçlar Anketi (KİA) ve Edinilmiş İntihar Yeterliliği-Ölüm Korkusuzluğu Ölçeğinin (EİY-ÖKÖ) Türkçelerinin psikometrik özelliklerini araştırmaktır. Yöntem: Bu çalışmanın verileri üniversitelerin değişik akademik programlarında öğrenim görmekte olan 409 üniversite öğrencisinden toplanmıştır. Bulgular: Kişilerarası İhtiyaçlar Anketi ve Edinilmiş İntihar Yeterliliği-Ölüm Korkusuzluğu Ölçeğinin Türkçe formunun psikometrik özelliklerinin yeterli düzeyde olduğu bulunmuştur. Söz konusu ölçüm araçlarının iç-tutarlık ve test-tekrar test güvenirliklerinin yeterli olduğu görülmüştür. Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen bulgular Kişilerarası İhtiyaçlar Anketi ve Edinilmiş İntihar Yeterliliği-Ölüm Korkusuzluğu Ölçeğinin Türkçesi için geçerli ve güvenilir ölçümler sağlamıştır. Söz konusu ölçüm aracı Türkiye’deki intiharbilim araştırmalarına ve klinik uygulamalara önemli katkı sağlayacaktır.
  • Placeholder
    Publication
    Mental health in the mediterranean area
    (Bentham Science Publishers, 2020) Carta, Mauro Giovanni; Moussaouiand, Driss; Karam, Elie; Department of Psychology; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; 2210
    N/A
  • Placeholder
    Publication
    Psychological well-being and work performance of dual-career couples with 0-6 year-old child(ren)
    (Wiley, 2000) Department of Psychology; Department of Psychology; Aycan, Zeynep; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; 5798; 2210
  • Placeholder
    Publication
    The moderating role of experiential avoidance on the relationship between cognitive fusion and psychological distress among Iranian students
    (Springer, 2023) Hekmati, Issa; Drake, Chad E.; Jobson, Laura; N/A; Department of Psychology; Abdollahpour Ranjbar, Hamed; Eskin, Mehmet; PhD Student; Faculty Member; Department of Psychology; Graduate School of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; N/A; 2210
    Experiential avoidance and cognitive fusion are two transdiagnostic constructs underpinning psychological distress. This study aimed to explore the moderating role of experiential avoidance on the association between cognitive fusion and psychological distress. The sample consisted of 297 college students who were randomly selected by cluster sampling method. Participants completed the Cognitive Fusion Questionnaire, Acceptance and Action Questionnaire, and the Inventory of Depression and Anxiety Symptoms. It was found that experiential avoidance and cognitive fusion accounted for a significant amount of variance in depression (R-2 = .51). Furthermore, experiential avoidance moderated the relationship between cognitive fusion and depression; follow-up analysis showed that experiential avoidance had a buffering effect of cognitive fusion on depression. With regard to anxiety, findings showed experiential avoidance and cognitive fusion accounted for a significant amount of variance in anxiety symptoms (R-2 = .42), but the interaction between experiential avoidance and cognitive fusion was not significant. The findings suggest that experiential avoidance may play a moderating role with regard to the relation of cognitive fusion and depression, but not anxiety.
  • Placeholder
    Publication
    The development of religious orientation and religiosity scales and the investigation of their psychometric properties
    (İstanbul Üniversitesi Yayınevi, 2018) Harlak, Hacer; Department of Psychology; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; 2210
    Objective: The effects of religious beliefs on someone’s emotions and thoughts towards several aspects of life are widely known. This paper presents two studies, one of them is on the scale development to measure the religious orientation and religiosity and, another aims to investigate the validity and reliability of the two scales. Method: In the first study an item pool were composed and some items were retained based on the judges’ ratings in order to Religious Orientation Scale (ROS). Items were written by the authors to constitute the Muslim Religiosity Scale (MRS). Both were organised as Likert type scales and administered to a university students sample (n=493) together with socio-demographics. In the second study data were collected from another university students (n=349) sample by means of a questionnaire consisted of Need for Cognition Scale,1,4 Locus of Control Scale,2 and Social Desirability Scale3 besides ROS and MRS. Results: The factor analyses conducted with data from the first study confirmed the construct validity and, internal consistency analyses revealed that both scales were reliable. In the second study findings confirmed the construct validity of ROS and MRS. Conclusion: The findings of both studies showed that ROS and MRS are reliable and valid. However it was argued that the quest religious orientation scale needs to be improved from some aspects. The findings of both studies were discussed in terms of the relations between the religious orientation, religiosity and the other constructs (NFC, LOC, and SD) and compared to the findings of previous studies, and, suggestions were made. / Öz: Amaç: Dini inançların kişilerin hayatın birçok yönüne ilişkin duygu düşünce ve davranışları üzerinde güçlü etkisi olduğu bilinmektedir. Burada dini yönelim ve dindarlığı ölçmek üzere ölçek geliştirilmesini ve oluşturulan ölçeklerin geçerlik ve güvenirliğinin daha ileri düzeyde incelenmesini amaçlayan iki çalışma sunulmaktadır. Yöntem: Birinci çalışmada dini yönelim ölçeğinin oluşturulması amacıyla madde havuzu oluşturulmuş ve bu havuzdan hakem değerlendirmelerine göre bazı maddeler elenmiştir. Dindarlık ölçeği için yazarlar tarafından Müslüman dindarlığı içeren maddeler oluşturulmuştur. Her iki ölçek Likert tipi olarak düzenlenmiş (Dini Yönelim Ölçeği, DYÖ ve Müslüman Dindarlık Ölçeği, MDÖ) ve sosyo-demografik soru formu ile birlikte üniversite öğrencilerinden oluşan bir örnekleme (n=493) uygulanmıştır. İkinci çalışmada DYÖ ve MDÖ’nün yanısıra Düşünme İhtiyacı Ölçeği,1 Kontrol Odağı Ölçeği2 ve Sosyal Beğenirlik Ölçeğinin3 yer aldığı bir soru formu kullanılarak üniversite öğrencilerinden oluşan başka bir örneklemden (n=349) veri toplanmıştır. Bulgular: Birinci çalışma verilerine uygulanan faktör analizinin sonuçları DYÖ ve MDÖ’nün yapı geçerliğini desteklerken iç tutarlılık analizleri ölçeklerin güvenirliğinin yeterli düzeyde olduğunu göstermiştir. İkinci çalışmada DYÖ ve MDÖ’nin yapı geçerliğini destekleyen bulgular elde edilmiştir. Ayrıca test-tekrar test güvenirlik katsayıları da DYÖ’nün güvenilir bir ölçek olduğunu ortaya koymuştur. Sonuç: Her iki çalışmanın sonuçları geliştirilen DYÖ ve MDÖ’nün güvenilir ve geçerli olduğu yönündedir. Bununla birlikte dini yönelimin sorgulama boyutuna ilişkin geliştirilmesi gereken yönler bulunduğu sonucuna varılmıştır. Her iki çalışmanın bulguları, dindarlık ile dini yönelim arasındaki ilişkiler ve bunların ele alınan diğer değişkenlerle ilişkileri konusunda önceki araştırmaların sonuçlarıyla karşılaştırılarak tartışılmış ve önerilerde bulunulmuştur.
  • Placeholder
    Publication
    Suicidal behaviour attitudes among nursing and midwifery students
    (İstanbul Üniversitesi, 2019) Arslantaş, Hülya; Adana, Filiz; Harlak, Hacer; Department of Psychology; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; 2210
    Objective: This study was conducted to determine suicidal behaviours attitudes of nursing and midwifery students. Methods: The universe of this cross-sectional study consisted of 670 students from nursing and midwifery departments in a university in the academical year 2014-2015 spring. The data were obtained via using description form related to sociodemographical characteristics, Suicidal Behaviour Questionnaire Scala, Eskin’s Attitudes Towards Suicide Scale, Eskin’s Attitudes Towards Suicidal Persons Scale. Results: The mean age of students was 21.14±1.96, 85.4% of them were female, 57.6% were studying nursing and 42.4% were studying midwifery. Of the students, 23.7% had suicidal idea in some period of their lives, 8.7% attempted to suicide. Those attempting to suicide found suicide more acceptable than those never attempted (F=20.39, p<0.001).Those who never attempted to suicide had significantly higher mean scores for defining suicide as mental disorder (F=12.87, p<0.001); telling psychological problems (F=12.00, p<0.01); and clearly reporting suicide and discussing (F=4.27, p<0.05) when compared to the one who experienced a suicidal behaviour.When correlation coefficients between attitudes towards suicide and attitudes towards suicidal persons were investigated; telling problems was found related to low suicidal acceptance (r=-0.10, p<0.05), and hiding suicidal behaviour was found related to high suicidal acceptance (r=0.12, p<0.05). Conclusion: It was concluded that almost one fifth of the students had suicidal idea in some part of their lives, and almost one tenth of them attempted to suicide. Early detection of symptoms related to suicide will be important for preventing suicidal deaths and its treatment, and for identifying support approaches. © 2019, Istanbul Universitesi. All rights reserved./ Öz: Amaç: Araştırmada hemşirelik ve ebelik öğrencilerinin intihar davranışına yönelik tutumlarını belirlemek amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte olan çalışmanın evrenini bir devlet üniversitesinde Hemşirelik ve Ebelik Bölümünde 2014-2015 bahar döneminde okuyan toplam 670 öğrenci oluşturmuştur. Veriler, sosyodemografik özelliklere ilişkin form, İntihar Davranışı Soru Skalası, Eskin İntihara Karşı Tutumlar Ölçeği ve Eskin İntiharı Düşünen Yakın Bir Arkadaşa Tutumlar Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Bulgular:Öğrencilerin yaş ortalaması 21,14±1,96 yıl, %85,4’ü kadın, %57,6’sı hemşirelik, %42,4’ü ebelik bölümünde okumaktadır. Öğrencilerin %23,7’sinin yaşamının herhangi bir döneminde intihar fikrinin olduğu, %8,7’sinin ise intihar girişiminde bulunduğu saptanmıştır. İntihar davranışı olanların intihar davranışı olmayanlara göre intiharı daha kabul edilebilir buldukları (F=20,39, p<0,001), intihar davranışı olmayanların ise intiharı akıl hastalığı olarak görme (F=12,87, p<0,001), psikolojik sorunların anlatılması (F=12,00, p<0,01) ve intiharın açıkça bildirimi ve tartışılması (F=4,27, p<0,05) puan ortalamalarının intihar davranışı olanlara göre anlamlı derecede yüksek olduğu bulunmuştur. İntihara karşı tutumlar ile intihar edebilecek birine karşı tutumlar arasındaki bağıntı katsayıları incelendiğinde psikolojik sorunların anlatılması düşük intihar kabulüyle ilişkiliyken (r= -0,10, p<0,05 ), intihar davranışının gizlenmesi yüksek intihar kabulüyle ilişkilidir (r= 0,12, p<0,05). Sonuç: Öğrencilerin yaklaşık beşte birinin yaşamının herhangi bir döneminde intihar fikrinin olduğu, yaklaşık onda birinin ise intihar girişiminde bulunduğu saptanmıştır. İntihara ilişkin belirtilerin erken saptanması intihara bağlı ölümleri önleme ve tedavisi, destek yaklaşımlarının belirlenmesi açısından önemli olacaktır.
  • Placeholder
    Publication
    Religiosity, identity confusion, and psychological well-being in Turkish university students: the moderating role of religious orientation
    (Springer, 2023) Sözer, Ömer Taha; Department of Psychology; Eskin, Mehmet; Faculty Member; Department of Psychology; College of Social Sciences and Humanities; 2210
    Research conducted in industrialized democracies where Christianity is the prevailing religion has suggested that religiosity may play an important role in identity development and well-being. This study examined the associations between religiosity, religious orientation, identity confusion, and psychological well-being in 488 Turkish university students. The results revealed that extrinsic religious orientation was positively associated with identity confusion. on the other hand, religiosity, extrinsic religious orientation, and identity confusion were negatively associated with psychological well-being, while intrinsic religious orientation was positively associated with psychological well-being. Moderation analysis indicated that extrinsic religious orientation could facilitate psychological well-being in the midst of severe identity confusion.
  • Placeholder
    Publication
    To blame or not to blame: the role of belief in free will in substance use and suicide stigma
    (Springer, 2022) N/A; N/A; N/A; N/A; Department of Psychology; Department of Psychology; Department of Psychology; Özkök, Maide Hazal; Tatar, Burcu; Ayyıldız, Tuğba Naz; Eskin, Mehmet; Turan, Bülent; Master Student; PhD Student; PhD Student; Faculty Member; Faculty Member; Faculty Member; Department of Psychology; Graduate School of Social Sciences and Humanities; Graduate School of Social Sciences and Humanities; Graduate School of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; College of Social Sciences and Humanities; N/A; N/A; N/A; 2210; 222027; 219712
    Belief in free will reflects the view that behaviors can be controlled via willpower. If a condition is thought to result from a lack of willpower, individuals with that condition may be subject to higher levels of stigma due to greater attribution of blame. In a study conducted online, we manipulated belief in free will experimentally by giving 200 Turkish participants a list of sentences about free will and asking them to explain why these statements are either true or false (depending on their randomly assigned condition). The manipulation did change significantly belief in free will and substance use stigma, but not suicide stigma. Furthermore, belief in free will mediated the effect of the manipulation on stigma related to both substance use and suicide. Efforts to reduce stigma related to substance use and suicide may include strategies to change beliefs about the role of free will in these conditions.