Researcher:
Irvine, Benjamin

Loading...
Profile Picture
ORCID

Job Title

Researcher

First Name

Benjamin

Last Name

Irvine

Name

Name Variants

Irvine, Benjamin

Email Address

Birth Date

Search Results

Now showing 1 - 3 of 3
  • Placeholder
    Publication
    Use of sulphur isotope analysis in archaeology
    (Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 2022) Özdemir, Kameray; N/A; Irvine, Benjamin; Researcher; Koç University Research Center for Anatolian Civilizations (RCAC) / Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED); N/A; N/A
    The measurement of sulphur stable isotope ratios in bone collagen is increasingly used in the present and past environmental and dietary reconstructions. Sulphur isotope ratios from human and animal bone collagen are particularly useful at identifying freshwater, marine, and terrestrial dietary inputs (when used in conjunction with δ13C and δ15N) as well as distinguishing foods from different geographical micro-regions which can, in turn, be used to investigate residential mobility and individuals of non-local origin. This article introduces the theoretical geochemical background, including the variability of sulphur isotope compositions in the geosphere, hydrosphere, and biosphere. A substantive review of Anatolian studies utilising this method is also undertaken to introduce this new marker for archaeological sciences and demonstrate its possible applications for future research. It is clear that whilst stable isotopes of sulphur (δ34S) are still in a relative infancy compared to the more established ones currently employed in archaeological research, it has the potential to complement and enhance palaeodietary investigations that use the more ‘traditional’ stable isotope ratios of δ13C and δ15N as well as mobility studies using 87Sr/86Sr ratios and δ18O. / Kemik kolajenindeki kükürt sabit izotop oranlarının ölçümü hem günümüz hem de geçmiş çevre ve diyetin yeniden yapılandırılması çalışmalarında giderek daha fazla kullanılmaktadır. İnsan ve hayvan kemik kolajeninden elde edilen kükürt izotop oranları, tatlı su, deniz ve karasal kökenli diyet girdilerini (δ13C ve δ15N ile birlikte değerlendirildiğinde) belirlediği için farklı coğrafi mikro-bölgelerden elde edilen gıdaların ayırt edilmesinde özellikle kullanışlıdır. Böylelikle beslenmeye dair elde edilen bilgiler dolaylı olarak yerleşim yeri hareketliliğini ve yerel kökenli olmayan bireyleri tespit etmeye yönelik araştırmalara da yardımcı olur. Bu çalışma, jeosfer, hidrosfer ve biyosferde gözlenen değişken kükürt izotop bileşimlerinin de dahil olduğu teorik jeokimyasal arka planı kapsamaktadır. Ardından, bu yeni belirteci arkeoloji bilimleri için tanıtmak ve gelecekteki araştırmalar için olası uygulamalarını göstermek amacıyla Anadolu’da yürütülen çalışmalarının kapsamlı bir incelemesi yapılmıştır. Sabit kükürt izotopları (δ34S), gerek paleodiyet gerekse hareketlilik araştırmalarında daha sıklıkla kullanılan δ13C ve δ15N, 87Sr/86Sr oranı ve δ18O gibi diğer izotop oran değerleri ile karşılaştırıldığında nispeten emekleme aşamasındadır. Bununla birlikte, kükürt izotop oranlarının daha 'geleneksel' izotop araştırmalarını tamamlama ve geliştirme potansiyeline sahip olduğu da açıktır.
  • Placeholder
    Publication
    Early Bronze Age urbanism in southeastern Anatolia and Upper Mesopotamia
    (Peeters Publishers, 2021) Algaze, Guillermo; Greenfield, Haskel; Hald, Mette Marie; Hartenberger, Britt; Matney, Timothy; Nishimura, Yoko; Pournelle, Jennifer; Rosen, Steven A.; Irvine, Benjamin; Researcher; Koç University Research Center for Anatolian Civilizations (ANAMED) / Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED)
    Controlling access to an important ford of the Upper Euphrates River in southeastern Anatolia, Titriş Höyük, was one of the many city-state capitals that emerged across Upper Mesopotamia in the Mid to Late Early Bronze Age, roughly dated to the second half of the third millennium BC. Like many other such capitals at the time, Titriş consisted of a central citadel surrounded by an extensive lower city. Millennia of later accumulation made exposures of the city’s EBA citadel impracticable. However, much of the lower city was never reoccupied after the end of the Early Bonze Age and broad horizontal exposures and remote sensing surveys of this sector of the city help us understand the nature of urbanism at the site in its Late Early Bronze Age phase, dated to the last quarter of the third millennium BC. In what follows, we place the ebb and flow of the Mid to Late EBA city at Titriş in the context of wider contemporary regional and climatic developments. Additionally, we clarify aspects of the production of commodities at scale in the city during its initial Mid EBA Phase. Finally, we explore several aspects of the nature of the city in its final Late EBA incarnation, including (1) what is known about its physical layout at that time, (2) the diet of its inhabitants, and (3) the distribution of crops, animals, and material wealth within city households outside of its citadel.
  • Placeholder
    Publication
    Using stable isotopes of carbon and nitrogen to reconstruct palaeodietary habits and subsistence practices
    (Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi / Ankara University Political of Science Faculty, 2021) Özdemir, Kameray; Irvine, Benjamin; Researcher; Koç University Research Center for Anatolian Civilizations (ANAMED) / Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED); N/A; N/A
    Diet in historic and archaeological populations has traditionally been reconstructed using ethnographic, textual records, archaeozoological and archaeobotanical remains etc., but these data sources can tell us only what resources were available. However, stable isotope analyses provide a direct measure of the broad categories of foods that were actually exploited and consumed. Thus, stable carbon and nitrogen isotopes composition of collagen extracted from human and animal bone can be used in dietary studies of past human populations to observe changes in subsistence strategies, migration, crop and animal managements, intra-population variation in diet over time or by age, sex, burial type, and weaning process. The application of stable isotopes to archaeological and historic materials was a relatively late bloomer in Turkey, with the first study not conducted until 2003. For future perspectives, by analysing a greater number, and larger sample sets from different regions and time periods we can improve and advance our knowledge and understanding, creating a larger dataset of isotopic values for metadata analysis and cross comparisons between individuals, sites, time periods, and across regions / Tarihî ve arkeolojik topluluklarda beslenme geleneksel olarak etnografik, yazılı kayıtlar, arkeozoolojik ve arkeobotanik kalıntılar ve benzeri kaynaklar kullanılarak yeniden oluşturulmakla birlikte, bu veri kaynakları bize yalnızca hangi kaynakların mevcut olduğunu söyleyebilir. Bununla birlikte, sabit izotop analizleri, tüketilen gıdaların geniş kategorilerinin doğrudan bir ölçümünü sağlar. İnsan ve hayvan kemiğinden özütlenen kolajenin sabit karbon ve azot izotop bileşimi, geçmiş insan topluluklarının beslenme alışkanlıklarını, geçim stratejilerindeki değişimi, göçü, ürün yetiştirme ve hayvancılık uygulamalarındaki değişiklikleri, topluluk içinde zamana, yaşa, cinsiyete veya gömü geleneğine göre beslenme varyasyonunu gözlemlemek ve sütten kesme süreci belirleyebilmek için kullanılır. Türkiye’de sabit izotopların arkeolojik ve tarihi materyallere uygulanması nispeten geç başlamış ve ilk çalışma 2003 yılında yapılmıştır. Gelecekte, farklı bölgelerden ve zaman periyodlarından daha fazla sayıda ve daha büyük örnek setlerini analiz ederek bilgimizi ve anlayışımızı geliştirebilir ve ilerletebilir, böylelikle de meta veri analizi için daha büyük bir izotop veri seti oluşturulabilir ve bireyler, yerleşimler, dönemler ve bölgeler arasında karşılaştırmalı çalışmalar yapabiliriz.