Publication: On the framing strategies of the transnational anti-gender movement : lifting the lid off the "new" language of mobilization
Program
International Relations
KU-Authors
KU Authors
Co-Authors
Authors
Advisor
YĆK Thesis ID
896346
Approval Date
Publication Date
Language
Type
Embargo Status
No
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Alternative Title
Ulusƶtesi toplumsal cinsiyet karÅıtı hareketin ƧerƧeveleme stratejileri üzerine: mobilizayonun "yeni" dili
Abstract
In recent years, the globe has witnessed the proliferation of social mobilizations referred as anti-gender movement that organize against gender ideology, gender theory, or genderism. The anti-gender actors mobilize against several issues including women's rights, reproductive rights, gender equality, LGBTQ+ orientations, identities, and rights, sexual education programs, and gender studies in general. From mid-2000s onwards, national anti-gender mobilizations gradually transformed into a transnational movement mobilizing masses across the world. Acknowledging the importance of transnational character and discursive strategies of the anti-gender movement behind the mobilizational strength of the movement as the relevant literature suggests, this study focuses on the discourses and framing strategies of two transnational anti-gender NGOs, namely Human Life International and International Organization for the Family both of which are among the biggest transnationally organized NGOs around the anti-gender agenda. This study examines the discourse of transnational anti-gender NGOs through the questions of: How do transnational actors with anti-gender goals, discursively frame their agendas so that they can appeal to wider publics? How do anti-gender actors draw "us" versus "them" boundaries via the frames they apply to justify their positions? What do these discursive frames tell us about the proliferation of anti-gender ideas with their mobilizational power? Via application of frame analysis to published documents of the two organizations, this study confirms the relevant literature that anti-gender actors adopt secular language via co-optation of science, democracy, freedom, human rights, and anti-colonialism frames to justify their arguments. However, this study finds that the most dominant frames used by anti-gender actors still remains morality, natural and religious order frames across main issues of anti-gender agenda, namely, abortion, birth control, LGBTQ+, and family & marriage. The selection, adoption and usage of the frames have implications of anti-gender actors' identification of themselves and characterization of their 'others'. This study finds that the actors also usually utilize morality and religious order frames when constructing their own identities and the characterization of others. Thus, anti-gender arguments tend to bring out discussions on faith and values rather than ideas while engaging in an active enemy creation. The dominance of morality and religious order frames both in the identification of problems and solutions of the agenda and "us" versus "them" constructions would explain a part of mobilizational power of anti-gender discourse. Because via morality and religious order frames, anti-gender actors could unify their recruits around an 'us' identified by having common moral and religious sensitivities against a common enemy that seek to attack these sensitivities.
Son yıllarda dünya, toplumsal cinsiyet ideolojisine ve toplumsal cinsiyet teorisine karÅı ƶrgütlenen, toplumsal cinsiyet karÅıtı (anti-gender) hareket olarak adlandırılan mobilizasyonların yaygınlaÅmasına tanık oldu. Toplumsal cinsiyet karÅıtı aktƶrler, kadın hakları, üreme hakları, cinsiyet eÅitliÄi, LGBTQ+ yƶnelimleri, kimlikleri ve hakları, cinsel eÄitim programları ve toplumsal cinsiyet ƧalıÅmaları dahil olmak üzere ƧeÅitli konulara karÅı kampanya yürütmektedir. 2000'li yılların ortalarından itibaren, ulusal düzeydeki toplumsal cinsiyet karÅıtı mobilizasyonlar, kitleleri harekete geƧiren ulusƶtesi bir harekete dƶnüÅtü. İlgili literatürün de ƶnerdiÄi gibi, hareketin mobilizasyon gücünün arkasında ulusƶtesi karakterinin ve sƶylemsel stratejilerinin ƶnemini kabul eden bu ƧalıÅma, toplumsal cinsiyet karÅıtı ajanda etrafında ƶrgütlenmiÅ iki ulusƶtesi organizasyonun, Human Life International ve International Organization for the Family'nin sƶylemlerine ve ƧerƧeveleme (framing) stratejilerine odaklanmaktadır. Bu ƧalıÅma, ulusƶtesi toplumsal cinsiyet karÅıtı STK'ların sƶylemlerini Åu sorular aracılıÄıyla inceler: Toplumsal cinsiyet karÅıtı aktƶrler, daha geniÅ kitlelere hitap edebilmek iƧin gündemlerini sƶylemsel olarak nasıl ƧerƧevelerler? Aktƶrler, argümanlarını meÅrulaÅtırmak iƧin kullandıkları ƧerƧeveleme stratejileriyle "biz" ve "ƶteki" sınırlarını nasıl Ƨizerler? Bu sƶylemsel ƧerƧeveler, kitleleri harekete geƧirici güçleriyle toplumsal cinsiyet karÅıtı fikirlerin yayılması hakkında bize ne sƶyler? İki ƶrgütün yayınlanmıŠbelgelerini ƧerƧeve (frame) analizi ile inceleyen bu ƧalıÅma, toplumsal cinsiyet karÅıtı aktƶrlerin argümanlarını meÅrulaÅtırmak iƧin bilim, demokrasi, ƶzgürlük, insan hakları ve sƶmürgecilik karÅıtı sƶylemsel ƧerƧeveleri kullanarak seküler bir dil benimsediklerini savunan ilgili literatürü doÄrulamaktadır. Ancak bu ƧalıÅma, toplumsal cinsiyet karÅıtı hareketin ana konuları olan kürtaj, doÄum kontrolü, LGBTQ+ ve aile ve evlilik konularında aktƶrler tarafından kullanılan en baskın sƶylemsel ƧerƧevelerin hala ahlak, doÄal ve dini düzen ƧerƧeveleri olduÄunu bulmuÅtur. Bu ƧerƧeveler, aktƶrlerin kendilerini tanımlamaları ve 'ƶtekilerini' karakterize etmeleri üzerinde etkilere sahiptir. Bu ƧalıÅma, aktƶrlerin kendi kimliklerini tanımlarken ve ƶtekilerini karakterize ederken genellikle ahlak ve dini düzen ƧerƧevelerini kullandıklarını bulmuÅtur. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet karÅıtı argümanlar, aktif bir Åekilde düÅmanlar yaratırken, fikirlerden ziyade inanƧ ve deÄerler üzerine tartıÅmaları gündeme getirme eÄilimindedir. Bu durum kutuplaÅmayı artırmaktadır. Ahlak ve dini düzen ƧerƧevelerinin baskınlıÄı, hareketin mobilizasyon gücünün bir kısmını aƧıklamaktadır. Ćünkü aktƶrler, bu ƧerƧeveler aracılıÄıyla, ortak ahlaki ve dini hassasiyetler etrafında inÅa edilen bir 'biz' etrafında bu hassasiyetlere saldırmaya ƧalıÅan ortak bir düÅmana karÅı savunucularını birleÅtirebilmektedir.
Son yıllarda dünya, toplumsal cinsiyet ideolojisine ve toplumsal cinsiyet teorisine karÅı ƶrgütlenen, toplumsal cinsiyet karÅıtı (anti-gender) hareket olarak adlandırılan mobilizasyonların yaygınlaÅmasına tanık oldu. Toplumsal cinsiyet karÅıtı aktƶrler, kadın hakları, üreme hakları, cinsiyet eÅitliÄi, LGBTQ+ yƶnelimleri, kimlikleri ve hakları, cinsel eÄitim programları ve toplumsal cinsiyet ƧalıÅmaları dahil olmak üzere ƧeÅitli konulara karÅı kampanya yürütmektedir. 2000'li yılların ortalarından itibaren, ulusal düzeydeki toplumsal cinsiyet karÅıtı mobilizasyonlar, kitleleri harekete geƧiren ulusƶtesi bir harekete dƶnüÅtü. İlgili literatürün de ƶnerdiÄi gibi, hareketin mobilizasyon gücünün arkasında ulusƶtesi karakterinin ve sƶylemsel stratejilerinin ƶnemini kabul eden bu ƧalıÅma, toplumsal cinsiyet karÅıtı ajanda etrafında ƶrgütlenmiÅ iki ulusƶtesi organizasyonun, Human Life International ve International Organization for the Family'nin sƶylemlerine ve ƧerƧeveleme (framing) stratejilerine odaklanmaktadır. Bu ƧalıÅma, ulusƶtesi toplumsal cinsiyet karÅıtı STK'ların sƶylemlerini Åu sorular aracılıÄıyla inceler: Toplumsal cinsiyet karÅıtı aktƶrler, daha geniÅ kitlelere hitap edebilmek iƧin gündemlerini sƶylemsel olarak nasıl ƧerƧevelerler? Aktƶrler, argümanlarını meÅrulaÅtırmak iƧin kullandıkları ƧerƧeveleme stratejileriyle "biz" ve "ƶteki" sınırlarını nasıl Ƨizerler? Bu sƶylemsel ƧerƧeveler, kitleleri harekete geƧirici güçleriyle toplumsal cinsiyet karÅıtı fikirlerin yayılması hakkında bize ne sƶyler? İki ƶrgütün yayınlanmıŠbelgelerini ƧerƧeve (frame) analizi ile inceleyen bu ƧalıÅma, toplumsal cinsiyet karÅıtı aktƶrlerin argümanlarını meÅrulaÅtırmak iƧin bilim, demokrasi, ƶzgürlük, insan hakları ve sƶmürgecilik karÅıtı sƶylemsel ƧerƧeveleri kullanarak seküler bir dil benimsediklerini savunan ilgili literatürü doÄrulamaktadır. Ancak bu ƧalıÅma, toplumsal cinsiyet karÅıtı hareketin ana konuları olan kürtaj, doÄum kontrolü, LGBTQ+ ve aile ve evlilik konularında aktƶrler tarafından kullanılan en baskın sƶylemsel ƧerƧevelerin hala ahlak, doÄal ve dini düzen ƧerƧeveleri olduÄunu bulmuÅtur. Bu ƧerƧeveler, aktƶrlerin kendilerini tanımlamaları ve 'ƶtekilerini' karakterize etmeleri üzerinde etkilere sahiptir. Bu ƧalıÅma, aktƶrlerin kendi kimliklerini tanımlarken ve ƶtekilerini karakterize ederken genellikle ahlak ve dini düzen ƧerƧevelerini kullandıklarını bulmuÅtur. Bu nedenle, toplumsal cinsiyet karÅıtı argümanlar, aktif bir Åekilde düÅmanlar yaratırken, fikirlerden ziyade inanƧ ve deÄerler üzerine tartıÅmaları gündeme getirme eÄilimindedir. Bu durum kutuplaÅmayı artırmaktadır. Ahlak ve dini düzen ƧerƧevelerinin baskınlıÄı, hareketin mobilizasyon gücünün bir kısmını aƧıklamaktadır. Ćünkü aktƶrler, bu ƧerƧeveler aracılıÄıyla, ortak ahlaki ve dini hassasiyetler etrafında inÅa edilen bir 'biz' etrafında bu hassasiyetlere saldırmaya ƧalıÅan ortak bir düÅmana karÅı savunucularını birleÅtirebilmektedir.
Source
Publisher
KoƧ University
Subject
Gender identity, Cross-cultural studies, Sex role, Cross-cultural studies, Gender identity, History, Sex role, History
Citation
Has Part
Source
Book Series Title
Edition
DOI
item.page.datauri
Link
Rights
restrictedAccess
Copyrights Note
© All Rights Reserved. Accessible to Koç University Affiliated Users Only!