Publication: Involuntary mental time travel occurrences: Differences between self-caught and probe-caught paradigms
Program
Cognitive Psychology
KU Authors
Co-Authors
Authors
Advisor
YÖK Thesis ID
892361
Approval Date
Publication Date
Language
Type
Embargo Status
No
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Alternative Title
İstem dışı zihinsel zaman yolculuğu: Kendiliğinden ve uyarı yoluyla yakalanan paradigmalar arasındaki farklılıklar
Abstract
Involuntary mental time travel refers to the spontaneous reliving of past events or the envisioning of future scenarios without conscious effort. We explored the phenomenological characteristics, temporal directions, and contents of self-caught and probe-caught spontaneous thoughts, with a focus on involuntary mental time travel. Self-caught and probe-caught paradigms differ in the level of meta-awareness they demand, which may affect the nature of the captured thoughts. Additionally, we investigated the influence of attentional load on these characteristics and examined the association between involuntary mental time travel and participants' Beck Depression Inventory scores. Participants engaged in self-caught and probe-caught paradigms to report their spontaneous thoughts while performing a vigilance task under high or low attentional load. Results indicated self-caught thoughts to be significantly more self-relevant compared to probe-caught thoughts, highlighting the role of meta-awareness in reported thoughts. Contrary to expectations, attentional load did not influence the phenomenological qualities of thoughts. Additionally, no significant correlations were found between Beck Depression Inventory scores and thought characteristics, potentially due to limited variance in depressive symptoms within our sample. These findings contribute to the understanding of how different methodologies capture the contents of spontaneous thoughts.
İstem dışı zihinsel zaman yolculuğu (ZZY), geçmiş olayların kendiliğinden yeniden yaşanması veya gelecekteki senaryoların bilinçli bir çaba olmaksızın hayal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu araştırma, istem dışı zihinsel zaman yolculuğuna odaklanarak, kendiliğinden oluşan düşüncelerin fenomenolojik özelliklerini, zamansal yönelimlerini ve içeriklerini, kendiliğinden fark edilen (self-caught) ve uyarıcıyla fark edilen (probe-caught) paradigmalar çerçevesinde incelemiştir. Bu paradigmalar, farkındalık düzeyi açısından farklılık göstermektedir ve bu durum, yakalanan düşüncelerin doğasını etkileyebilmektedir. Ayrıca çalışma, dikkat yükünün bu özellikler üzerindeki etkisini araştırmış ve istem dışı istem dışı zihinsel zaman yolculukları ile katılımcıların Beck Depresyon Envanteri (BDE) puanları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Katılımcılar, farklı dikkat yükleri altında bir dikkat görevini yerine getirirken, kendiliğinden fark edilen veya uyarıcıyla fark edilen paradigmalar çerçevesinde düşüncelerini rapor etmişlerdir. Sonuçlar, kendiliğinden fark edilen düşüncelerin, uyarıcıyla fark edilen düşüncelere kıyasla belirgin bir şekilde daha öznel ve canlı olduğunu, bu durumun farkındalık düzeyinin düşüncelerin yakalanmasındaki rolünü vurgulamış olduğunu göstermektedir. Beklentilerin aksine, dikkat yükünün düşüncelerin fenomenolojik niteliklerini önemli ölçüde etkilemediği gözlemlenmiştir. Ayrıca, BDE puanları ile düşünce özellikleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır; bu durum, örneklemdeki depresyon belirtilerinin sınırlı varyansından kaynaklanıyor olabilir. Bu bulgular, farklı metodolojilerin kendiliğinden oluşan düşüncelerin içeriğini nasıl yakaladığını anlamaya katkıda bulunmaktadır.
İstem dışı zihinsel zaman yolculuğu (ZZY), geçmiş olayların kendiliğinden yeniden yaşanması veya gelecekteki senaryoların bilinçli bir çaba olmaksızın hayal edilmesi anlamına gelmektedir. Bu araştırma, istem dışı zihinsel zaman yolculuğuna odaklanarak, kendiliğinden oluşan düşüncelerin fenomenolojik özelliklerini, zamansal yönelimlerini ve içeriklerini, kendiliğinden fark edilen (self-caught) ve uyarıcıyla fark edilen (probe-caught) paradigmalar çerçevesinde incelemiştir. Bu paradigmalar, farkındalık düzeyi açısından farklılık göstermektedir ve bu durum, yakalanan düşüncelerin doğasını etkileyebilmektedir. Ayrıca çalışma, dikkat yükünün bu özellikler üzerindeki etkisini araştırmış ve istem dışı istem dışı zihinsel zaman yolculukları ile katılımcıların Beck Depresyon Envanteri (BDE) puanları arasındaki ilişkiyi incelemiştir. Katılımcılar, farklı dikkat yükleri altında bir dikkat görevini yerine getirirken, kendiliğinden fark edilen veya uyarıcıyla fark edilen paradigmalar çerçevesinde düşüncelerini rapor etmişlerdir. Sonuçlar, kendiliğinden fark edilen düşüncelerin, uyarıcıyla fark edilen düşüncelere kıyasla belirgin bir şekilde daha öznel ve canlı olduğunu, bu durumun farkındalık düzeyinin düşüncelerin yakalanmasındaki rolünü vurgulamış olduğunu göstermektedir. Beklentilerin aksine, dikkat yükünün düşüncelerin fenomenolojik niteliklerini önemli ölçüde etkilemediği gözlemlenmiştir. Ayrıca, BDE puanları ile düşünce özellikleri arasında anlamlı bir korelasyon bulunamamıştır; bu durum, örneklemdeki depresyon belirtilerinin sınırlı varyansından kaynaklanıyor olabilir. Bu bulgular, farklı metodolojilerin kendiliğinden oluşan düşüncelerin içeriğini nasıl yakaladığını anlamaya katkıda bulunmaktadır.
Source
Publisher
Koç University
Subject
Space and time, Time travel, Episodic memory
Citation
Has Part
Source
Book Series Title
Edition
DOI
item.page.datauri
Link
Rights
restrictedAccess
Copyrights Note
© All Rights Reserved. Accessible to Koç University Affiliated Users Only!
