Türkiye toplumunu birarada tutan nedir? toplumsal tutkal olarak borç ve borçluluk

Abstract

Bu yazıda, borcun ve borçluluğun Türkiye toplumunu birarada tutan bir tutkal olduğunu öne süreceğim. Yazı iki temel sava dayanıyor. Birinci önermem, parasal borçların, piyasa değişimini ve dolayısıyla bir yönüyle toplumu birarada tutan bir tutkal olduğu yönünde. İkinci önermem, borçlu olma halinin yarattığı zorunlulukların ve borçluluk duygusunun, Türkiye’de aile, topluluk ve yurttaşlık gibi toplumsal birimlerin kurulmasında ve yeniden üretilmesinde önemli bir çimento olduğu şeklinde. Bunun yanı sıra borçluluk fikri, sınıflar arasındaki güç ilişkilerinin meşrulaştırılmasında da kullanılıyor. Ancak sonuçta, borçluluğun (borçluluk duygusunun); toplumun bütünleşmesinde bir tutkal görevi görse de arzu edilir bir toplumsallığın yaratılmasını engelleyen bir olgu olduğunu vurgulamak gerekir. / This paper argues that debts and indebtedness are a social glue binding Turkish society. I advance two hypotheses. My first argument is that monetary debts integrate market exchange and thus have an impact on social integration. Second, I argue that the moral imperatives created by the sense of indebtedness operate as a cement that binds together different social levels, ranging from the family to communities and political society. The notion of indebtedness also naturalizes unequal relations between social classes. But in conclusion, debts and indebtedness, although they create a degree of social integration, also impede the construction of an ideal in Turkey.