Unveiling the shadows: Patriarchal constructions in Neil Gaiman's the Ocean at the End of the Lane

Abstract

This thesis provides an in-depth look at gender dynamics in various literary works of Neil Gaiman, focusing on The Ocean at the End of the Lane. The author's narratives, encompassing novels, comic books, scripts, and short stories, have mostly gained critical acclaim, particularly for depicting strong and independent female characters. However, this study posits that the representation of women in Gaiman's works often remains tied to patriarchal frameworks, undermining the potential to portray women as powerful. To support this claim and offer a more inclusive discussion, the focus is also extended to works such as Coraline, The Sleeper and the Spindle, and "Queen of Knives". The thesis is divided into four sections, where it respectively explores the spatial limitations of patriarchy, scrutinizes the depiction of the "fame-fatale" through Ursula's dual role as both oppressor and oppressed, criticizes the perpetuation of patriarchal norms by women, and examines the stereotypical perceptions attributed to them.

Bu tez, Yolun Sonundaki Okyanus (The Ocean at the End of the Lane) odağında Neil Gaiman'ın çeşitli edebi eserlerindeki cinsiyet dinamiklerine derinlemesine bir bakış niteliğindedir. Yazarın, romanlar, çizgi romanlar, senaryolar ve kısa öyküleri kapsayan anlatıları, özellikle güçlü ve bağımsız kadın karakterlerin betimlenişi bakımından çoğunlukla eleştirel beğeni kazanmıştır. Bu çalışmanın temelinde ise Gaiman'ın eserlerinde kadın temsilinin sıklıkla ataerkil çerçevelere bağlı kaldığı ve bu tutumun kadınları güçlü gösterme potansiyelini baltaladığı iddiası yer almaktadır. Bu iddiayı desteklemek ve daha kapsayıcı bir tartışma sunmak amacıyla odak eserin yanı sıra Coraline, The Sleeper and the Spindle ve "Queen of Knives" eserleri de ele alınmaktadır. Dört bölüme ayrılan tezde sırasıyla ataerkilliğin mekânsal sınırlamalarını incelenmekte, Ursula'nın hem baskılayan hem de baskılanan ikili rolü aracılığıyla "kötü-kadın" tasviri sorgulanmakta, kadınların ataerkil normları sürdürmesi eleştirilmekte ve onlara yüklenen kalıplaşmış algılar incelenmektedir.