Research Outputs
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.14288/2
Browse
3 results
Search Results
Publication Metadata only Cost-of-disease in heart failure in Turkey: a Delphi panel based analysis of direct costs(ELSEVIER, 2022) Cavusoglu, Y.; Altay, H.; Aras, D.; Celik, A.; Dinc, M.; Aktas, F. S.; Kilicaslan, B.; Nalbantgil, S.; Ozdemir, O.; Ozsoy, A.; Temizhan, A.; Yildirimturk, O.; Yilmaz, M. B.; Ural, Dilek; Faculty Member; N/A; School of Medicine; N/A; 1057N/APublication Metadata only Durinng COVID-19 outbreak situation of refugees in Turkey(Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı, 2020) Mardin, Deniz; Özvarış, Şevkat Bahar; Gürsoy, Gül; Yukarıkır, Neslihan; Başpınar, Anıl; Sakarya, Sibel; Kayı, İlker; Faculty Member; Faculty Member; School of Medicine; School of Medicine; 172028; 168599Turkey is hosting sum of 5.5 million refugees and international migrants and has become the number one refugee hosting country in the world. Their right to health and access to health condition varies based on their legal status. During the pandemic both their access to health care and their living conditions are changed. After the declaration of the first COVID-19 case in Turkey on 10th of March 2020, has been published different regulations for accessing the health care of these population. However non-governmental organizations’ reports on access to health care conditions of refugees have declared that there are still barriers encountered by refugees. As an example, refugees do not have the necessary information about COVID-19, they do not have information about which hospital they can apply to, there are some problems about the registration process of undocumented migrants and language barriers are encountered during the filiation. In addition, refugees have lost their jobs during the epidemic which affects their conditions for access to shelter, nutrition and health services. In addition, it is an important problem that they do not have enough information about where to apply when there are any health problems other than COVID-19 In conclusion, in Turkey there is a need to make further efforts to provide public supports to the refugees coming from various countries either for health or for other socio economic issues by the supports of the international organizations and with the collaboration of the NGOs / Dünyada en fazla zorunlu göçmene ev sahipliği yapan Türkiye’de toplam 5,5 milyon geçici koruma altında Suriyeli, mülteci ve uluslararası göçmen bulunmaktadır. Bu kişilerin sağlık hizmetlerine erişimi ve sağlık hakkı hukuki statülerine göre farklılık göstermektedir. Salgın sürecinde ise hem sağlık hizmetlerine erişimin hem de kişilerin yaşam koşullarının değiştiği gözlemlenmektedir. Türkiye’de 10 Mart 2020 itibari ile ilk COVID-19 vakasının açıklanmasından sonra bu grupların da sağlık hizmetlerine erişimi konusunda farklı düzenlemeler yapılmıştır. Ancak, mültecilerle çalışan sivil toplum kuruluşlarının tespitlerine göre hala bazı sorunların devam ettiği görülmektedir. Mültecilerin COVID-19 konusunda gerekli bilgilendirmeye erişemedikleri, hangi hastaneye başvurabilecekleri konusunda bilgiye sahip olmadıkları, kayıtsız göçmenlerin kayıt süreçlerinde sorun yaşadıkları, filyasyon sürecinde dil bariyeri ile karşılaşıldığı belirtilmektedir. Ayrıca, mültecilerin salgın sürecinde işlerini kaybetmeleri, barınma, beslenme ve sağlık hizmetlerine erişim koşullarını da etkilemektedir. Bunların yanı sıra, COVID-19 dışında herhangi bir sağlık sorunları olduğunda nereye başvurulması gerektiği ile ilgili bilgiye sahip olmamaları da önemli bir sorundur. Sonuç olarak, Türkiye’de farklı ülkelerden gelen mültecilere yönelik, uluslararası kuruluşların desteği ve sivil toplum kuruluşların işbirliği ile kamusal olarak hem sağlık hem de sosyal ve ekonomik konularda çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadırPublication Metadata only Sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik yapılan Nisan 2020 tarihli yasal düzenlemenin incelenmesi(Galenos Yayınevi, 2022) Taşdemir, S. Yazgülü; Akay, Arda; Balcı, Işılay; Yorulmaz, Abdullah Coşkun; Faculty Member; School of Medicine; 3961Şiddet, 2002 yılı itibariyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da önemli bir halk sağlığı sorunu olarak kabul edilmiştir. Her disiplinde olduğu gibi sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin ele alındığı çalışmalarda da şiddet kavramı farklı şekillerde tanımlanmıştır. DSÖ’ye göre şiddet; kişinin bir başka kişiye, bir gruba ya da topluluğa yönelik iktidarın sağladığı güç veya fiziksel güç kullanması neticesinde bu eylemlere maruz kalan kişide yaralanmaya, ölüme, psikolojik zarara, gelişim bozukluğuna veya yoksunluğa yol açması ya da yol açma olasılığının yüksek olması olarak tanımlanmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları görülmekte, bu konuyla ilgili olarak hem akademik düzeyde hem de sosyal politikalar bakımından araştırmalar ve düzenlemeler yapılmaktadır. Bu çalışmada, ülkemizde sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesi için 17.04.2020 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme incelenecektir. / Violence has been accepted as an important public health problem by the World Health Organization (WHO) as of 2002. As in every discipline, the concept of violence has been defined in different ways in studies dealing with violence against healthcare workers. According to the WHO, violence is defined as “the intentional use of physical force or power, threatened or actual, against oneself, another person, or against a group or community, that either results in or has a high likelihood of resulting in injury, death, psychological harm, maldevelopment, or deprivation.” As in the rest of the world, there are incidents of violence against healthcare workers in our country and researches and arrangements are made on this subject both in academic level and in terms of social policies. In this study, the regulation that came into force on 17.04.2020 for the prevention of violence against healthcare workers in our country will be examined.